Sorun şu ki bu bölümün videousu hazırliyamadım.O yüzden geç kaldı ve nerdeyse 500 abone olucak gerçketen çok teşekkürederim.
Umarım beğenirsiniz.
Karakterleri zamanla tanırsınız 😁
Kook'lu okumalar.
❦𝓜𝓸𝓴𝓪⇜
Hikaye~
Kurallar açıklandı ve tam bir saat sonra oyuna başlıycaktık ama tedirginim yani gerilim ve korkudan ne kadar uzak benim için o kadar iyi ama işte yanınızda baş belası bir arkadaş gurubunuz varsa bu iş o kadar da kolay olmuyor.
Oyun gayet netti ebe seni bulmadan 3 saatlik dilimi doldur ve güvenli bölgeye ulaş.Basit.
"Subin hadi gel artık oyunun başlamsına az kaldı bir şeyler atıştır."
"Geliyorum."
Kamp alanının kafeteryasına doğru gittim.Elime bir tabak alıp tabağimı alabildiğim kadar yiycekle doldurdum.Eh 3 saat boyunca bir şey yiyebileceğimizi sanmıyorum.
Arkadaşlarımın yanına gelip kamelyaya oturdum ve çtalımı bir dometese batırıp yemeğe başladım.Aynı zamanda karşımda duran devasa kaleyi inceliyordum.
"Ne kadar da büyük."
İstemsizce ağzımdan bir kaç kelime dökülmüştü.
"Öyle burası Japanyo hakimeyti zamanından kalma çok eski bir kale Japon Kral Hirihito tarafından yaptırılmış rivayete göre Kral burayı eşi için yaptırmış eşi çok güzel bir bayanmış su kadar duru güneş kadar parlakmış Hirihito tanrıya her gün şükrediyormuş böyle bir eşi olduğu için ama eşini aşırı kıskanıyormuş bu kaleyi yaptırıp onu buraya hepsetmiş hergün buraya gelip eşini ziyaret ediyormuş asla dışarı çıkarmıyormuş gel zaman git zaman Kore halkı isyan etmiş ve Kaleyi bombalamışlar o bombalama sırasında Kralın eşi ölmüş.Kral delirmiş her tarafı yakıp yıkmış işte Korenin en büyük katliyamı da ozaman olmuş.Onu kimse durduramamış kalede delirip eşinin halisilasyonlarını görmeye başlamış ölene kadar bu devam etmiş öldükten sonra Kale restore edilmiş ve müze olarak kalmış."
"Woow Min Ho çok iyisin"
"Eh bizde bir şeyler biliyoruz."
"Madem o kadar tarih bilgin vardı da derslerin niye bu kadar kötü seni ahmak."
Eun'nun dediği şeyle kendimi tutamadım küçük kıkırdama etrafa yayıldı.
"Tercih meselesi tatlım anlıyor musun?"
"Hmm tabi tabi."
Hepimiz gülüp yemeğimize devam ettik bir süre ekip lideri konuşmaya başladı.
"Arkadaşlar son 15 dk son hazırlıklarınızı yapın 5 dk sonra kaleye giricez."
Herkes mırıltı şeklinde onayladıktan sonra masadaki boş yemek tabaklarinı kaldırıp çöpe attım.Ve üstüme çeki düzen verip kalenin kapısöna doğru yöneldım.
Her kafadan ses çıkıyor etrafta bir uğultu oluşuyordu ekip lideri bunu farketti ve eline aldiği megafonla konusmaya başladı.
"Arkadaşlar biraz daha sesiz olun lütfen"
Uyarı yapıldıktan bir iki dakika sonra etrafa bir sesizlik çöktü.
Minho koluyla benim koluma hafifçe vurup konuşmaya başladı.
"Pşşt korkuyor musun yoksa hm?"
"Ne korkması Min Ho alt tarafı bir oyun abartmasak mı?"
"Sorun yok korkuyosan ben seni korurum merak etme."
Göz devridim.
"Çok teşekkürederim canım arkadaşım ama sen kendi canını düşün eminimki ilk ölen sen olucaksın."
"Görürüz."
Tebessüm edip bende konuştum.
"Görücez"
Artık herkes kalenin içindeydi.
Bende Min Ho ile Eun'nun koluna girmiştim.Şimdi yaoacak tek bir şey kalmiştı siren sesini beklemek kolumdaki saate baktığimda son bir dk kaldiğını gördüm.Ve içimden saymaya başladım.
"3,2,1 başlıyoruz..."
(siren çalar)
"Herkese başırlar dilerim ve hayatta kalmayı unutmayın."
Kalenin dubarlarından aşığıya bayraklar asağıya indi.
Hadi bakalım çocuklarla birlikte kalenin içine doğru ilerledik.
"Evet bence bir köşeye gidip saklanalım "
Dedi Eun.
"Seni ödlek ama merak etme yanınızda benim gibi bir kaslı erkek var oyüzden size bir şey olmaz."
Diye hemen lafa atıldı Min Ho kendisini övmekten asla geri kalmıyordu.
"Sizce kavga etmenin sırası mı katili görürsem merak etme ilk seni önüme yem olarak atarım Min Ho."
"Peh"
"Ve Eun'a katılıyorum güvenli bir alan bulmalıyız saklanmak için."
"Ammda ödle-"
"MİN HO!"
Eun ile beraber yüksek sesle onun sesini kestik.
"Tamam ya ne var sustum al."
...
Min Ho ise elini ağzına götürüp fermuar gibi kapattı.
"Hadi şu kaleyi biraz tarayalım katillerin oyunun başında birilerini öldüreceğini sanmıyorum ama acele etmeliyiz."
Eun beni başılya onayladı.Dikkatli adımlarla kalenin koridorunda dolanıyorduk karşımıza bir kapı çıktı.
Min Ho elini yavaşça kapının kulpuna götürdü.
Ama onu kolundan tutup durdum.
"Burası çok açıkta.Olmaz başka bir yere gidelim."
Min Ho beni kafasıyla onayladı.Birlikte etrafı bakarak gidiyorduk.
En önde Min Ho onun arkasında Eun onun arkasında da ben vardım.Koridorda yeni siğınacak alan araken yanda gördüğüm kalenin burç merdivenleriyle aklıma bir fikir geldi.
"Hey durun!Aklıma bir yer gedli!"
İkıside kafasını çevirip 'ne var' bakışı attı.
"Şurayı görüyor musnuz?"
Diyip elimle burc merdivenlerini gösterdim.
"Kör değiliz Su Bin sadede gel!"
Dedi Min Ho fısıldayarak.
"Yani demek istediğim ahmak arkadaşım kale burclarında saklanabiliriz.Hadi!"
Yorumlarda devamı
Негізгі бет 𝓔𝓫𝓮 𝓢𝓮𝓷𝓼𝓲𝓷:1.𝓑𝓸𝓵𝓾𝓶❦𝓜𝓲𝓼𝓼⋆
Пікірлер: 40