inozukoyu.magix.net/website#AN...
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
inozu koyu kivircik ali basel konseri _01.avi/
-----------------------------------------------
Bir kayanın üstünde türkü söylerken hayallere dalar ve bu esnada derinden bir ses duyar; "güccük güccük" diye, bu ses evin en küçüğü olmasından dolayı güccük ismini takan annesi Gülbahar hanıma aittir. Oğlunun bu durumunu fark eden Gülbahar hanım, elinden tuttuğu gibi eve götürür ve gözü gibi koruduğu bağlamayı sakladığı yerden çıkararak "al güccüğüm Ali'm babandan sana yadigar" deyip bağlamayı eline tutuşturur. Sanatçı büyük bir sevinçle annesinin elini öperek bağlamayı alır. Hayatında ilk kez mutluluğun göz yaşlarını o an döker. Sevinci çok uzun sürmez ve bağlaması bir kaza sonucu kırılır. Onca yoksulluğa ve maddi imkansızlıklara rağmen, bu duruma üzüldüğünü gören eniştesi Mehmet ve en büyük abisi Sadık, fırtınalı karlı bir kış sabahı sanatçıyı da yanlarına alarak Turhal'ın yolunu tutarlar. Turhal'da bulunan Kılıç Saz Evi'ne giderek, yeni bir bağlama alırlar ve Küçük Ali bağlamasına kavuşmanın mutluluğu ile köye döner.
O dönemde İstanbul'dan eşini defnetmek için gelen Ozan Mahmut KAYA, bu üzüntüsüne rağmen ricaları kıramayarak sanatçıya 15 gün boyunca ders verir. Bu süreçte köyde hem dedelik, hem de ozanlık geleneğini sürdüren Sadık KÖRPECİ dededen de feyz alan sanatçı ilkokul 3'üncü sınıftan itibaren sınıf öğretmeni Fevzi KÜPELİ'nin de desteği ile bağlamasını geliştirmeye devam eder.
Mahzuni ŞERİF, Abdullah PAPUR, Ali KIZILTUĞ, Ali Ekber ÇİÇEK, Muhlis AKARSU, Rıza ASLANDOĞAN, Arif SAĞ, Musa EROĞLU ve Sebahat AKKİRAZ gibi büyük üstatları dinleyerek büyür ve örnek alır. Zamanın çoğunu bağlama çalarak geçiren sanatçı artık epey yol kat etmiş ve çevre köylerde de fark edilerek davet edilmeye başlanmıştır....
Sanatçı bu süreci şöyle anlatır;
"1968'de Tokat'ın Turhal ilçesinin Erenli Köyünde doğdum. Babamı hiç görmedim, ben doğmadan 37 gün önce bir kazada vefat etmiş. 9 kardeş yetim büyüdük. Ben en küçükleriyim, yani annemin de dediği gibi ailenin en güccüğü. Okul yıllarımda çalışkan, başarılı ve bir o kadar da haylaz bir çocuktum, ele avuca sığmazdım. Öğretmenlerim bana Cin Ali derlerdi neydem dedeme çekmişim. İlk okuldan sonra maddi imkansızlıklar ve yetersiz koşullardan dolayı okul hayatıma son vermek zorunda kaldım. İşte böyle başlayan öyküm büyük abim Sadık'ın da desteği ile 1983'te beni İstanbul'a kadar getirdi. Öyle değil midir? Yoksulluk Anadolu insanını hep gurbete düşürmemiş midir? Belki önce köyden bir kasabaya, sonra büyük kentlere ya da dünyanın dört bir bucağına... Yani benim deyimimle "Üçüncü gurbete" say say bitmez.
İstanbul Kasımpaşa'da Güngör Saz Evi ve yapım atölyesinde çalışmaya başladım. 1,5-2 yıl sürdü. Aynı zamanda Tepebaşı Gazinosunda düzenlenen ses yarışmasında Aşıklama dalında birincilik aldım. 1985 yılında ASM Müzik Kursu'na kayıt oldum. 3 ay süren solfej eğitiminden sonra aidatlarımı ödeyemediğim için ayrılmak zorunda kaldım. Oradan ayrıldıktan sonra da 3 yıl kadar konfeksiyon atölyelerinde çalıştım. Bu süreçte gece kulüplerinde, düğün salonlarında vb... bağlama çalarak, zor koşullarda hayata tutunma mücadelesi verdim."
Негізгі бет 296 video inozu koyu cavlan koyu senligi kivircik ali basel konseri _01.avi
Пікірлер: 13