St Wolfgang'dan ayrıldım, önce bir sokak konserine denk geldim. Klasik müzik korosunu dinledikten sonra otobüse binip Hallstatt'a doğru yola çıktım. Otobüs transfer noktasını kaçırdığım için bir kaç durak sonra bir köyde indim. Otobüs tekrar dönüp dolaştıktan sonra tekrar binip Hallstatt yakınlarında indim. Ordan yürüyerek göl kenarından Hallstatt'a vardım. Göl çok sessiz ve sakindi. St. Wolfgang'da çok fazla tekne görüyordum, burda ise hiç tekne görmedim. Gölde sadece kanolar ve ördekler vardı. Yürüyerek merkeze vardım. Karşıma ilk çıkan dükkan bir dönerci oldu. Döner dükkanının sahibi Türk arkadaşla sohbet ettik ama kameraya çekilmek istemedi. Daha önce bu dükkana Kerimcan Durmaz'ın gelip kendisiyle konuştuğunu da söyledi. Almanya ve Avusturya'da yaşayan Türklerin çoğunlukla geldiğini ama Türkiye'den pek gelen turist olmadığını söyledi.
Konaklamanın çok pahalı olduğu Hallstatt'ta geceyi göl kenarındaki kilisenin bahçesindeki bankta uyku tulumumda uyuyarak geçirdim. Sabah saat 5'te çöpçü geldiğinde kalkmış olmam gerektiğini söylemişlerdi, o yüzden çok erken uyanıp hemen yola çıktım. Sabahın erken saatlerinde Hallstatt'ı sessizken görünce daha da mutlu oldum. Rengarenk evler, dükkanlar, tarihi binalar, kiliseler, çeşmeler, sarmaşıklar, çiçekler, dağlar ve göl manzarası ile büyüleyici bir mekandı. Karşı taraftan da dağların arasından tren yolu geçiyordu. Burası kartpostal gibi bir yer. Ölmeden önce gördüğüm için çok mutluyum.
Avusturya’da Viyana’nın popülerliğini devralan, insanı bir masalın tam da ortasında hissettiren Hallstatt, son dönemlerde bir çok gezginin ve fotoğraf meraklıların en uğrak yeri oldu. Hatta Nat Geo’nun bir araştırmasına göre dünyada en çok fotoğrafı çekilen 5 yerden biriymiş! Daha da enteresanı, buranın turizm patlamasına kayıtsız kalmayan Çin, kasabanın bir replikasını kendi topraklarına yaptırmış.
Hallstätter Gölü’nün güney batısında, Salzburg ve Graz şehirlerinin arasında bulunan Hallstatt 7000 senelik zengin bir geçmişe sahip. Manzarasının verdiği büyülü hissin yanı sıra bir diğer dikkat çekici yönü de Dünya’nın ilk tuz madenine ev sahipliği yapıyor olması. Yaklaşık 1000 kişilik bir nüfusa sahip olan ve Avusturya’nın en eski köyü olan Hallstatt, uzun zamandır keşfedilmeyi bekleyen ve özellikle son yıllarda değeri bilinen bir miras.
Avrupa’nın klasik meydanlarına alışmış olsak da burası kaybolmanın nerdeyse imkansız olduğu küçük bir meydana sahip. Meydanın ortasında bulunan Holy Trinity (Baba, Oğul, Kutsal Ruh) sütununun önünde, yüzünüz göle doğru dönük şekilde durursanız sütunun sol çaprazında Evangelist Klisesi’ni görebilir, sağ tarafında minik kafelere ve dükkanlara rastlayabilir, sağdaki dar sokaktan biraz daha ilerleyince Hallstatt Kültür Miras Müzesi’ni görebilir ve oradan da dümdüz yürüdükten sonra otobüslerin ve arabaların park ettiği alana ulaşabilirsiniz. Bu sütunun sol tarafına doğru giderseniz ise köyün diğer ucu, yürüyüş rotaları sizi bekliyor olacak.
Ölülerin konulduğu evler eskiden Alpler’in doğusunda çok yaygın iken evlerin çoğu zamanla yok olmuş. Hallstatt’daki kemik ev ise en sonunculardan biri ve içinde 1200’e yakın kafatası bulunuyor. Bu kemik ev köyün tepesinde görülen St Michael Kilisesi’nin girişinde bulunuyor. 1700’lü yıllarda zamanla mezarlıklar dolduğu için ölülerin kafataslarını ve kemiklerini çıkarıp kurutmuşlar, temizlemişler ve kafataslarını motiflerle boyamışlar. Bu kafataslarının çoğu 18nci yüzyılın sonlarına doğru boyanmış, bazısı ise 20’nci yüzyılda hala boyanmaya devam edip sergilenmiş. Buradaki en son konulan kafatası ise 1983 yılında ölen bir kadına ait. Kendisi ölmeden önce kemiklerinin ve kafatasının oraya konulmasını istemiş. Kafataslarını ve kemikleri görmek istiyorsanız buraya giriş ücreti yalnızca 1.5 euro.
Bir çeşit meyve ve bitki likörü olan Schnapps, aslen Almanların yaptığı ama çevre Avrupa ülkelerinde de ünlü, kışın kar altında ısınmak için içilecek en güzel distile dijestiflerden. Birçok meyvenin ve bitkinin özü aromalı versiyonları var.
Yazın Hallstatt’daysanız, o zaman Salzkammergut Gölü’nde kano veya kayaking keyfi kaçmaz. Ne yazık ki fiyatlar oldukça yüksek.Outdoor Leadership‘in yarım ve tüm günlük kano turları var. Tüm günlük tur 310, yarım günlük tur 210 Euro. Aynı organizasyonun kanyon turları da var. Traun Nehri’nde de rafting yapılıyor. Nehir kıyısı trekkingi, nehir dalışı, tırmanış, hiking gibi seçenekler de var.
3 adet tarihi binadan oluşan otel Hallstatt’da en çok tercih edilen otellerden biri. Ana bina olan Haus Kainz’de kahvaltı salonu, asansör bulunurken, Hallstatt’ın 400 yıllık binası Haus Stocker ana binaya 3 dakikalık yürüme mesafesinde. 3ncü binası olan Haus Seethaler ise yamaçta bulunduğundan panoramik bir göl manzarasına sahip. Otelin tüm odalarından göl manzarasını görmeniz mümkün. WiFi ücretsiz, kahvaltı ise oda fiyatına dahil değil. Bütçeniz uygunsa ve eski binalara merakınız varsa bu otel sizi memnun edecek gibi duruyor.
Instagram.com/gezencan
Twitter.com/gezencan
Facebook.com/dunyayigezencan
Негізгі бет 7 Bin Yıllık Köy HALLSTATT , Avusturya 🇦🇹
Пікірлер: 210