#türbedelisi #türbe #yavedüdsultan
Seslendiren: HAKAN BATUR
Ya Vedüd Sultan’ın gerçek isminin Abdülvedüd olduğu, İstanbul’un fethinden önce Buhara’dan geldiği rivayet edilir. Bizans İmparatorunun izniyle Ayasofya yakınına yerleşmiştir. İslam ve fetih ile ilgili kaynaklar da ismine çok sık rastlanmıştır. Ne var ki, onunla ilgili söylentiler birbirlerinden oldukça farklıdır. Bazılarına göre yüce bir veli; Ya Vedüd’un İstanbul’un fethine katılmasını istemiştir. Bunun üzerine müritleriyle birlikte Fatih Sultan Mehmet’in ordusuna girmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in askerleri surlardan içeriye girerken nereden geldiği belli olmayan bir gülle ile şehit düşmüştür. Kuşatma boyunca her gün dua ederek “Allah’ım İstanbul’un İslam’ın eline geçtiğini bana göster ve o gün benim canımı al” dediğine inanılmıştır. Oysa her geçen gün bir öncekinden farklı olmuyor, istenilen bir türlü gerçekleşemiyormuş. Bu sıralarda asker arasında bir takım söylentiler de dolaşıp duruyormuş. Bunlardan birisine göre Bizans surları içerisinde “Ya Vedüd Sultan” isimli, Allah’ın çok sevdiği bir kulunun sabahtan akşama kadar “Ya Vedüd, Ya Vedüd Esma-i İlahisi ile” diye dua ettiği söyleniyormuş, Ya Vedüd Sultan’ın bu duasından ötürü İstanbul ele geçirilemiyormuş. Bu söylentiler Fatih Sultan Mehmet’in kulağına kadar gelmiş, hocası Akşemseddin başta olmak üzere bütün ulemayı toplamış… Padişah son derece üzüntülü bir şekilde durumun hiç de iç açıcı olmadığını, surların geçit vermediğini söylemiş ve sözü Ya Vedüd Sultan’a getirmiştir.
Akşemseddin “Onun yüzü suyu hürmetine elimize geçemeyen şehir için daha kırk gün dayanacağız. Allah’ın sevgili kulu Ya Vedüd kırk günün sonunda Allah’ına kavuşacaktır”. Gerçekten de Akşemseddin bu sözünde yanılmamış, kuşatmanın ellinci günü Fatih Sultan Mehmet’in askerleri surlardan içeriye girerken O da Allah’ına kavuşmuştur. Evliya Çelebi’ye göre Ya Vedüd Sultan İstanbul’un kuşatıldığı sırada şehir içerisinde bulunuyor ve kuşatmanın 53 gün uzamasına neden oluyormuş. Fatih Sultan Mehmet onun ölümünden sonra şehri ele geçirebilmiştir. İstanbul’un fethinden bir kaç gün sonra Fatih Sultan Mehmet ilk Cuma namazını Ayasofya’da kılmak istemiştir. Akşemseddin başta olmak üzere yanına ulemayı ve ordunun önde gelen kumandanlarını alarak Ayasofya’ya gelmiş, kılınan namazdan sonra bu muhteşem yapıyı dolaşmaya başlamıştır. Bu sırada bir ışık demetinin Ayasofya’nın karanlıkta kalan kuzey-batı köşesini, Terler Direğin olduğu yeri aydınlattığını görmüştür. Fatih Sultan Mehmet Işık demetine yönelmiş ve Terler Direğin önünde nurlar içerisinde yatan bir ihtiyarın cesedini görmüştür. Akşemseddin başta olmak üzere Padişahın yanındaki ulemada bu olayı hayretle izlemiştir. Tertemiz yüzlü, vücudu kıbleye dönük kişinin üzerindeki kırmızı yazı ile “Ya Vedüd”ismini orada bulunanlar okumuştur.
Evliya Çelebi bu olayı şöyle anlatmıştır: “Sultan Mehmed Ayasofya’yı seyir ve temaşa edip dolaşırken Terler Direk denilen yerde bir ilahi nur parlar. Görüp üzerine vardılar. Gördüler ki, nurlu göğsünde kırmızı su ile Ya Vedüd ismi yazılmış. Hemen Akşemseddin, Sivasi Kara Şemseddin ve yetmiş adet evliyaların büyükleri buyurdular ki: İşte Padişahım, İstanbul’un elli günde fetholunmasına sebeb bunlar idi ki, Allah’ın hikmeti ile İstanbul’un fethini ellinci günü rica edip o gün ruhunu teslim eden bu meczuptur ki evvelce Padişahımıza bildirmiştik. Hemen bütün bilginler, salihler ve Fadıllar mübarek cesedini yıkamak istedikleri vakit Ayasofya’nın Terler Direk köşesinden bir ses duyarlar: Merhum mağsüldür (yıkanmıştır) gasledilmiştir. Hemen gömünüz. Tabuta koyarak şehitler Kapısı denilen yere gömmek istemişler. Ne var ki, Ya Vedüd Sultan’ın tabudu Ayasofya’dan çıkarlarken bir garip rüzgar esmiş, bilinmez bir kuvvet cenazeye katılanları Eminönü İskelesinin olduğu yere getirmiştir, Orada hazır bekleyen, önceden kimin hazırlattığı bilinmeyen küreği, yelkeni olmayan bir tekne ulu yolcusunu bekliyormuş. Cenazeye katılanlar hiç bir şey düşünmeden tekneye yönelmişler ve tabudu içerisine koyar koymaz küreksiz, yelkensiz tekne yola koyulmuş ve süratle bir süre gittikten sonra Eyüp yakınlarında durmuş. Ne zaman kazıldığı bilinmeyen bir mezardan ”Ya Vedud, Ya Vedüd”sözleri işitilmeye başlamıştır. Bunun üzerine bütün ulema adeta kendilerini yönlendiren tabutun peşinden giderek Ya Vedud’un mübarek naşını oradaki mezara bırakmış, dini vecibeleri yerine getirmiştir. İstanbul Kadısı Hızır Bey de bu olayı kütük ve sicil defterine kaydetmiştir. İstanbul’un fethini izleyen günlerde Ayvansaray’daki bir dergahtan gece gündüz “Ya Vedüd, Ya Vedüd” sesleri işitilir ve bu sesler gelip geçenin dikkatini çekermiş, Merak edip sorup soruşturanlar bu seslerin Sultanın müritlenin zikr sesleri olduğunu öğrenmişlerdir.
Негізгі бет ABDÜLVEDÜD (YA VEDÜD) SULTAN HZ. ( İstanbul Evliyaları - İstanbul Türbeleri )
Пікірлер: 48