Erol Şafak Sezer… O doğduğunda takvim yaprakları 10 Ekim 1970’i gösteriyordu.
Memur bir baba ve ev hanımı bir annenin 6 çocuğunun en küçüğü olarak Ankara’da dünyaya geldi.
Şafak doğmadan önce Sezer ailesinin 2 çocuğu vefat etti. Aslında Şafak da istenmeyen çocuktu. Ünlü oyuncu, Türkiye gazetesinden Burcu Çetinkaya’ya verdiği röportajında ailesini şöyle anlatıyor;
“Ailemizin soyu Horasan’dan geliyor. Babam Erzincanlı ama Ankara’ya geliyorlar. Annemi atla kaçırıyor, hep görümcelerle bir arada yaşıyorlar sonrasında. İki kardeşim vefat ediyor. 3 kız ve 3 erkek büyüyoruz, en son benim. İstenmiyorum aslında ama annem “Şu görümcemlere öyle bir çocuk ver ki çok şımarık olsun” diyor. 1970’de Ankara’da doğuyorum.”
Sezer ailesi, Ankara Çinçin Mahallesi’nde bir gecekonduda yaşıyordu. Şafak’ın çocukluğu da bu gecekondu mahallesinde geçti. Şişman ve kıvırcık saçlı hayta bir çocuğun tekiydi. Yaramazlığı yüzünden neredeyse dayak yemediği gün yoktu. Ünlü oyuncu yediği dayakları şöyle anlatıyordu;
“Ailemden çocukken çok dayak yedim. Annem hamam tası, babam ayakkabı fırlatmada bir numaradır. Hiç sektirmediler...”
İlkokul yılları 12 Eylül’e giden şiddetli çatışmaların gölgesinde geçti. Bu yüzden okula gidemediği günler bile olmuştu. Zaten dayakçı hocası yüzünden okulu da pek sevdiği söylenemezdi.
Sesi güzel olduğu için okul korosundaydı. Ancak eğitim hayatı oldukça kısa sürdü. Orta 1’de okulu bıraktı.
Bazı kaynaklarda lacivert ceket ve gri pantolonu olmadığı için parasızlık nedeniyle okulu bıraktığını yazıyor. Ancak Şafak Sezer, Burcu Çetinkaya’ya verdiği röportajında şunları söylemişti;
“12 Eylül zamanı ve tam sağcı solcu savaşının ortasından kaldığımız için okula gidemiyorduk. Bir de dayakçı hocamız vardı. Okula gitmiyordum. Çatının üst katına çıkıp orada kalıyordum. Tam 60 gün okula gitmedim. Annem yakaladı, sonra mezarlığın ortasına kadar kovaladı beni.
Okulu bırakan Şafak, 11 yaşındayken eczanede çalışmaya başladı. Kazandığı parayla doğruca Nur Sinemasına giderek Bruce Lee’nin karate filmlerini izlerdi.
Bir dönemin Arif Sağ’ın danışmanlığını yapan babasının peşine takılarak orada türküler söyledi. Hatta Arif Sağ ve Belkıs Akkel Şafak’ı istese de babası izin vermedi.
Şarkılar söyleyen, taklitler yapan bir çocuktu. O kendinde olan yeteneğin farkındaydı, ancak keşfedilmeyi bekliyordu. 18 yaşına kadar yapmadığı iş kalmadı dersek pek de yanlış söylemiş olmayız. Ünlü oyuncu Burcu Çetinkaya’ya verdiği röportajında gençlik yıllarında yaptığı işleri şöyle anlatıyor;
“Eczacılık yapmaya devam ettim. Bir ara camcılık yaptım. Sonra ergenlik dönemim geldi, bu arada sinema öldü. Sıhhiye Köprüsü’nün altında tezgahtârlık yapmaya başladım.”
Nihayetinde babası Polat Bey, “Hazırlan, seni Mehmet Karagöl’ün yanına götüreceğim” dedi. İşte Şafak Sezer’in hikayesi bu cümleden sonra başladı.
9 Eylül Üniversitesi öğrencilerinin çektiği Bir Düğün Masalı adlı sinema filmiyle ilk kez kamera karşısına geçti. Ardından Ana adlı televizyon dizisinde küçük bir rol de oynadı.
O sıralar Savaş Yurttaş, Şafak’ı sesi güzel olduğu için İbrahim Tatlıses’e, Şener Kökkaya ise iyi komedyen olacağını düşündüğü için Müjdat Gezen’e göndermek istedi. Nihayetinde Müjdat Gezen’de karar kılındı.
23 yaşında İstanbul’un yolunu tutan Şafak, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde eğitim almaya başladı. Çocuk tiyatrosunda palyaçoyu oynuyordu.
Müjdat Gezen’de yarım dönem eğitim aldıktan sonra askere gitti. Sahnelere ara verse de tiyatrodan hiç kopmadı.
Boran Kaya’nın sunduğu İner misin Çıkar mısın programını izlerken, yüzbaşının emriyle programa katılması istendi. Taklit yeteneğini konuşturan Şafak Sezer, katıldığı yarışmadan birincilikle döndü.
İner Misin Çıkar Mısın programındaki başarısı Okan Bayülgen tarafından keşfedildi ve Bayülgen’in sunduğu Televizyon Çocuğu programına çıkmasıyla birlikte Şafak Sezer’in bugünlere dek süren başarılarla dolu kariyeri artık başlamıştı.
Baskül Ailesi’nde Maşallah karakteriyle kendini pek sevdirdi. Ardından bir dönemin çok izlenen dizisi Sıdıka’da karşımıza çıktı. Kenar karakterine hayat verdi. Dizi bitince sudan çıkmış balık gibiydi. Yıllar önce verdiği röportajında “Sıdıka bitti, aç kaldık” demişti.
2001 yılında Yılmaz Erdoğan’ın Türk sinemasına altın harflerle kazınan Vizontele filminde Veli karakterine hayat verdi.
2002’de Ekmek Teknesi dizisinde oynayan Şafak Sezer, 2004 yılında 2 farklı sinema filminde oynadı.
Önce Hababam Sınıfı Merhaba’da oynayan başarılı oyuncu, ardından Cem Yılmaz’ın unutulmayan bilimkurgu ve komedi türündeki GORA filminde yer aldı.
Özellikle Vizontele itibariyle sinemaya ağırlık veren Şafak Sezer, Hababam Sınıfı serisine Hababam Sınıfı Askerde ve Hababam Sınıfı Üç Buçuk filmleriyle devam etti.
Arzu Film bünyesinde Maskeli Beşler serisinde de rol alan başarılı oyuncu Tezcan karakteriyle hepimizi kahkahalara boğdu.
#ŞafakSezer #ŞafakSezerKimdir #ŞafakSezerHayatı
Негізгі бет ŞAFAK SEZER KİMDİR? Usta Oyuncu Şafak Sezer Aslında Kim?
Пікірлер: 66