Kanalımdaki videolarımı kaçırmamak için abone olmayı unutmayın!
/ @pirlanta_sozler
Bu sohbetin tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz..
www.herkul.org...
“hüsnüzan, adem-i itimâd”.
Münafığı tanımak çok zordur, çünkü o her zaman sinsi ve birkaç yüzlü davranır; fakat “Allah düşmanlarınızı pek iyi bilir; size dost, koruyucu ve yardımcı olarak Allah yeter.”
Onun için münafığı idare etmek, tanımak, onu duyguları ile analiz etmek çok zordur. Onu tam analiz edemeyince de bir karara varamazsınız, düşünceleri hakkında bir sentezde bulunamazsınız. Evvela bir tahlil lazım ki, ondan sonra terkibe gidilebilsin. O tavra göre tahlilde bulunmada çok zorlanırsınız: Bazen Kâbe’de, Mültezim’e yüzünü koymuş ağlarken görürsünüz. Bazen Hacerü’l-Es’ad’e yüzünü sürüyor bulursunuz; “Sana kurban olayım!” der. Fakat kalbi, Ebu Cehil’den daha kirlidir, Utbe’den daha kirlidir, Şeybe’den daha kirlidir. Kâbe’de bile ıslık çalınıp alkışlanmayı bekler; orada da herkes takdir etsin, “Yaşa, senin gibisi yok! Eşin yok, menendin yok; kâkül-i gülberglerinin tek kılına bütün acem mülkü fedadır!” desin. Çevresindekiler böyle yapıp edince, o da kabarır onunla, hindiler gibi.
Geriye dönüyorum: “Bu çağ, münafık çağıdır, enâniyet çağıdır.” İnsanlar, bir damla iken, kendilerini derya görünmeye salmışlardır; bir zerre iken, güneş gibi görünme sevdasına tutulmuşlardır. Ve dolayısıyla da beklentileri, hep öyle büyük olmuştur: “Gittiğimiz her yerde, alkışlarla karşılanalım; âlem, ayağa kalksın, el-pençe divan dursun, Allah karşısında durduğu gibi!..”
Neûzu billah, bir kendilerine “Allah” demeleri kalıyor. Firavun, onu da demişti, çünkü bunlardan daha mert (!) idi; küstahlığını açıktan açığa ortaya koyduğundan dolayı Kârûn da biliyordu, Hâmân da biliyordu, seyyidinâ Hazreti Musa da biliyordu, Hârun da biliyordu.
Ama günümüzdekilere gelince, bunlar, “mine’l-kalâliş”. Evet, Türkçe’den Arapça’ya çevrilmiş mükesser bir cemi; Arapça bilenlere sorarsınız, “kalâliş” ne manaya geliyor? (Kalâliş, burada “kalleş”in çoğulu olarak kullanılıyor.) Dolayısıyla sürekli başkalarını aldatma, kapıkulu yapma, halka kast sistemine göre parya nazarıyla bakma; “Sen, benden aşağıda, tâ onuncu basamakta oturan bir varlıksın!” deme, onların huylarıdır.
Böyleleri, mesela biri kalkıp da “Sana dokunmak, ibadettir!” falan, dediğinde, “Sana Thank you very much! teşekkür ederim; ne kadar kadirşinas bir insansın!” derler. “Allah’ın bütün vasıflarını hâizdir!” dendiği zaman, “Aman ne kadar takdirkâr, ne kadar kadirşinassın!” mülahazası ile karşılarlar; “Yahu bunu söyleyenlerin ikisi de kâfir oldu!” diyemezler. Fakat Hizmet eden.. Allah rızası için dünyanın dört bir yanına yayılan.. bayrağımızı, millî kültürümüzü, dinimizi ve diyanetimizi bayraklaştırmak isteyen.. Rûh-u Revân-i Muhammedî’nin şehbal açmasını isteyen insanlara, çok rahatlıkla küfür ve dalalet isnat ederler. Bir yerde konuşurken, bir tek insana da demiyor, “Osman hoca!” demiyor, “Ergün hoca!” demiyor, “Reşit hoca!” demiyor, “Ben, bunların dininden şüphe ediyorum!” diyor. Nâm-ı Celîl-i İlahî’yi bayraklaştıranların dininden şüphe ediyor. Fakat Kur’an’a “bakara-makara” diyenin dininden şüphe etmiyor; “Ona dokunmak, ibadettir!” diyenin dininden şüphe etmiyor!..
Dolayısıyla zannediyorum bunlara bakarak, “münafık”ı okuyabilirsiniz. Okursunuz ve bir gün aldansanız bile, ertesi gün aldanma çağlayanına kendinizi salmamış olursunuz.
Ama her şeye rağmen, وَاللهُ أَعْلَمُ بِأَعْدَائِكُمْ وَكَفَى بِاللهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللهِ نَصِيرًا “Allah düşmanlarınızı pek iyi bilir. Allah size dost ve koruyucu olarak yeter; Allah, size yardımcı olarak yeter.” (Nisâ, 4/45) Allah, size veli olarak yeter!.. Allah, size vekil olarak yeter!.. Ebu Hasan eş-Şâzilî hazretleri, kendi virdinde, وَكَفَى بِاللهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللهِ نَصِيرًا beyanının on defa tekrarını söylüyor. Onun hikmetini ben bilemem; fakat, يَا غَارَةَ اللهِ، حُثِّي السَّيْرَ مُسْرِعَةً “Ey Allah’ın gayreti, ey gayretullah, çabuk yetiş imdadımıza!..” dedikten sonra, müteakip iki mısranın sonunda, وَكَفَى بِاللهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللهِ نَصِيرًا diyor; on defa tekrar ediyor bunu. Allah, size yardımcı olarak yeter; Allah, size vekil olarak yeter!.. “Allah’a güven, sa’ye sarıl, hikmete râm ol / Yol varsa, budur; bilmiyorum başka çıkar yol!” Bunu söyleyen de görünüşü ruhu kadar derin, ruhu görünüşü kadar engin, çağın güçlü şairi Mehmet Akif, rahmetullahi aleyhi rahmeten vâsiaten.
Негізгі бет BU ÇAĞ, MÜNAFIK ÇAĞIDIR, ENÂNİYET ÇAĞIDIR.‼️“HÜSNÜZAN, ADEM-İ İTİMÂD”‼️(Fethullah Gülen Hocaefendi)
No video
Пікірлер: 196