Hayırlı geceler olsun eline emeğine sağlık Afiyet olsun zehra çim
@sukransabuncuoglu9001
4 ай бұрын
Domates salatasını sirke yakışır marula limon olur
@nurtentopsakal3625
4 ай бұрын
Aleyküm selam canım benim kolay gelsin
@sukransabuncuoglu9001
4 ай бұрын
Aleyküm selam Zehra hanim
@bilgearslan8415
4 ай бұрын
Adamın biri İbrahim Ethem radiyallahu anh ile tartışır ve; Bereket diye bir şey yoktur, inanmıyorum der. İbrahim Ethem: Koyunları ve köpekleri görüyor musun? der. Adam: Evet. İbrahim Ethem: Hangisi daha çok doğurur? Adam: Köpekler yediye kadar, koyun ise en fazla üçüz doğurur der. İbrahim Ethem: Etrafına baktığında hangilerin daha çok olduğunu görürsün? Adam: Koyunlar çoktur der. İbrahim Ethem: Peki, sürekli kesilen ve sayısı azalan koyun değil mi!? Adam: Evet der. İbrahim Ethem: İşte bereket budur!. Adam: Niye böyle olur Koyun neden köpeklerden daha fazla olur? diye sorunca; İbrahim Ethem der ki: Çünkü koyunlar gecenin ilk saatlerinde yatar, şafaktan önce de kalkarlar. Böylece rahmet saatini idrak eder ve üzerlerine bereket yağar. Ama köpekler, gece boyunca havlarlar. Sonra şafak vakti yaklaştığında düşer yatarlar. Böylece rahmet saatini idrak etmezler ve bereketleri alınır. Şimdi nefsimize dönüp, boş geçirdiğimiz gecelere, sabaha kadar yaptığımız boş programlara bakıp, bizden, mallarımızdan, çocuklarımızdan en büyük ganimeti nasıl kaybettiğimizi düşünelim! Rabbim cümlemize Nefs-i mutmainne derecesine ulaşan kullarından olmayı nasip etsin… amin amin amin.!🤲🏻
@Mert23106
4 ай бұрын
Herkese afiyet olsun ZEHRA'CIM 🌹👍👌🤗😘❤️
@bilgearslan8415
4 ай бұрын
Allâh'ım ; Yolumuzu ve yönümüzü sana çevir,🤲🏻 Kalplerimizi doğruluktan, Haktan ve hakikatten ayırma...🤲🏻
*İslâm nasıl bir gençlik ister?Rahmet elçisinin yolunu yolu bilecek, başka bütün yolları elinin tersiyle iterek hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmadan hakkın izini sürecek bir gençlik. Hz.Ebu Bekir olacak, bütün varlığa, insanlığa kol kanat gerecek, "Cehennemi öyle daraltki YâRab, başka kimseyi almasın "diyecek yüce gönüllü bir gençlik. Hz.Ömer olacak haksızlığa uğrayanların hakkını alacak bir gençlik. Hz.Osman olacak, hayası insanlara insanlığını hatırlatacak bir gençlik. Hz.Ali olacak, müşriklerin öldürmek için karar verdikleri efendimizin yatağına girecek kadar peygamber sevgisi sınır tanımayan bir gençlik. İnsanlığın dertleriyle hemdert olan bir gençlik..(İslâmın istediği bir gençlik nasip et Allahım..!🤲🏻)*
@nurtentopsakal3625
4 ай бұрын
Eline emeğine sağlık afiyet olsun
@sukransabuncuoglu9001
4 ай бұрын
Suyunu ziyan etme terbiye yap çorba oluyor
@bilgearslan8415
4 ай бұрын
*İstanbulun fethi; batıya karşı, karanlığın aydınlığa, zulmün adâlete, köleliğin hürriyete dönüştüğü büyük bir medeniyet dersi olmuş, aynı zamanda "Bizansın külâhındansa, Osmanlının sarığını tercih ederim "dedirtecek kadar gönüllere inen bir fetih olmuştur. Bu düşüncelerle İstanbulun fethini kutluyor îmân ve irfan abidesi büyük komutan ve askerlerini rahmetle anıyorum. (Ruhları şâd mekânları cennet olsun.🤲🏻)*
@nurtentopsakal3625
4 ай бұрын
Hayırlı akşamlar olsun inşallah
@nurtentopsakal3625
4 ай бұрын
Karınca yuvalarının ağız na limon koy
@nurtentopsakal3625
4 ай бұрын
Her zaman destek destek destek
@Mert23106
4 ай бұрын
ELLERİNE EMEĞİNE SAĞLIK CANIM BENİM 🎉❤
@sukransabuncuoglu9001
4 ай бұрын
Hamur acmani ozlemisim
@nurtentopsakal3625
4 ай бұрын
Destek destek destek destek
@bilgearslan8415
4 ай бұрын
Cenâbı Hakkın sâlih kullarının asıl arzusu, bedenlerinin değil, ruhlarının ferahlığı ve selâmete ermesidir. Zîrâ ebediyet yolculuğunda kişiye fayda sağlayacak olan, bedenin ne kadar güçlü, sıhhatli ve güzel olduğu değil; Ruhunun ne kadar Hakka yakın olduğudur "Ruhu sana yakın olanlardan eyle bizi Allah'ım…🤲🏻
@bilgearslan8415
4 ай бұрын
PEYGAMBER GÜZEL AHLAKI KİMDEN ÖĞRENDİ? Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) peygamberliğini ispat eden en önemli hususlardan birisi, onun yalnızca dostları değil düşmanları tarafından bile kabul ve itiraf edilen güzel ahlakıdır. Bir insanın en yakınındakiler ve en uzağındakiler onun güzel ahlaklı olduğu konusunda ittifak ediyorsa bu ittifak yanlış olamaz. Peygamberimiz Hira’da Cebrail ile ilk olarak muhatap olduğunda korkarak eve gelmiş, başından geçenleri Hz. Hatice’ye anlatmış ve başına kötü bir olay gelmesinden korktuğunu belirtmişti. Hz. Hatice ona “Allah seni asla kötü bir duruma sokmaz; çünkü sen fakirlere iyilikte bulunur, akrabanı gözetir, yetimleri koruyup kollarsın” diyerek onun ne kadar güzel ahlaklı olduğundan bahsetmişti. Zaten normalde beklenenin aksine bir kadın olarak Hz. Hatice’nin, peygamberimize evlilik teklif etmesinin ardında da onun güzel ahlakına duyduğu hayranlık yok muydu? Allah Resûlü’nün güzel ahlakını, daha peygamber olmadan önce bile içinde yaşadığı toplum kabul etmemiş miydi? Mekke halkının ona “Muhammedü’l-emîn (güvenilir Muhammed)” lakabını takmasında bunu açık bir biçimde görüyoruz. Gelelim düşmanlarının onun ahlakını kabul ve teslimine… Ebu Süfyan, Müslüman olmadan önce Rum imparatoru Herakliyus’un huzuruna çağrılmıştı. Herakliyus, Arap yarımadasında peygamberlik iddiasında bulunan birinin bulunduğunu öğrenince onunla aynı şehirden olan kimselerle görüşmek istemiş, bu esnada ticaret için Şam’da bulunan Ebu Süfyan ve yanındakileri sarayına getirtmişti. Herakliyus, Ebu Süfyan’ın yalan söylemediğinden emin olmak için onu birkaç adım öne çıkarttırmış, Mekke’den getirilen diğer şahısları onun arka tarafına dizmiş, “bu şahsa bazı sorular soracağım, eğer doğruyu söylemezse sizler müdahale edin” demiştir. Bunun üzerine peygamberin soyu, ahlakı gibi hususlara dair sorular sormuştur. Ebu Süfyan da onun düşmanı olduğu halde güzel ahlakını itiraf etmek durumunda kalmıştır. Onun güzel ahlaka sahip olduğuna dair üç beş değil yüzlerce rivayet zikretmek mümkündür. O zaman şu soruyu soralım: Şirk başta olmak üzere her türlü zulüm, kötülük ve ahlaksızlığın kol gezdiği bir toplumda yetişmiş olan Hz. Muhammed (s.a.v.) bu güzel ahlakı nereden edindi? İhtimaller üzerinde duralım: Ana-baba terbiyesi ile edinmesi mümkün olmadı. Çünkü babası daha o doğmadan önce vefat etti. Beş yaşında iken de annesini kaybetti. Üstelik birkaç yıl boyunca annesinin yanında değil, süt annesi Halime’nin yanında kaldığı için anne terbiyesinden de uzak bulundu. Süt annesi Halime ve onun ailesinden bu terbiyeyi edinmesi de söz konusu olmamıştır. Çünkü hem yaş olarak güzel ahlaka ilişkin bilinçli bir eğitim alamayacak kadar küçüktü, hem de süt annesinden böyle bir eğitim aldığına dair hiçbir bilgi söz konusu değildi. Dedesi Abdülmuttalib de onu eğitmemiştir. Zira annesinin vefatından sonra dedesinin yanında iki üç yıl kalmıştı. Şayet dedesi Abdülmuttalib’in böyle bir eğitim kabiliyeti söz konusu olsaydı kendi çocukları olan Ebu Leheb, Hamza vb. çocuklarını eğitirdi. Amcası Ebu Talib de onu eğitmemiştir. Kaldı ki belki on yıldan fazla yanında kaldığı amcası Ebu Talib, Müslüman da olmamıştır. Hz. Muhammed’in, putlara tapan bir kimseden bu güzel ahlakı edindiğini söylemek söz konusu değildir. O, okuma-yazma bilmediği için daha önceki kutsal kitapları okuyarak güzel ahlak öğrenmesi de mümkün olmamıştır. Kaldı ki onun yaşadığı dönemde eski kutsal kitaplar tahrif olmuştu. Bütün bu unsurları birlikte düşündüğümüzde onun güvenilirlik, doğruluk, tevazu, ahde vefa, sabır, yardımseverlik gibi iyi huyların tamamını içselleştirip zulüm, acımasızlık, sözden dönme, ağzı bozuk olma, cimrilik gibi tüm kötü huy ve davranışlardan uzak durmasının tarihin o zaman diliminde öyle bir coğrafyada bu şartlar altında kendiliğinden ortaya çıkmış olması mümkün değildir. Bir insan, psikolojik olarak fıtratında bir takım iyilikleri koruyarak bazı güzellikleri sergileyebilir, ancak tüm topluma parmak ısırtacak, onları imrendirecek kadar iyilikleriyle öne çıkamaz. Bazı huyları iyi olsa bile her huyu iyi olamaz. Allah Resûlü’nün ağzından hiç kimse tek bir defa küfürlü konuşma duymamışsa, hayatında tek bir defa bile verdiği sözde durmadığı olmamışsa, kendisinden bir şey isteyeni -şayet elinde varsa- asla geri çevirmediyse, tüm dünyalık imkân ve nimetler önüne serildiğinde bunlara gözünü çevirip bakmadıysa bütün bu güzel huy ve davranışların gerisinde ancak ilahî bir kudret olabilir. Rabbimiz bu gerçeği şöyle belirtiyor: “[O] seni yetim bulup barındırmadı mı? Seni şaşkın bir halde bulup doğru yola iletmedi mi? Seni muhtaç halde bulup ihtiyaçlarını gidermedi mi?” (ed-Duhâ 93/6-8) Evet… O, Rabbinin terbiyesinde yetişti. İlahî inâyet, hayatının her bir aşamasında onun elinden tuttu. Babasından yetim, annesinden öksüz olsa da Rabbinin rahmet ve lütfu onu her an kuşatıyordu. Böylece kâinat tarihinin göremeyeceği bir ahlaka sahip oldu. Rabbimiz bizi de onun güzel ahlakını yakından tanımayı ve onun ahlakından hissedar eylesin. (Soner Duman/14.Şevval.1443/15.Mayıs.2022/Pazar)
@sevilkursun3966
4 ай бұрын
BIR SONRAKI VIDEONDA GÖRÜŞMEK UZERE CNM
@sukransabuncuoglu9001
4 ай бұрын
Destek destek
@sevilkursun3966
4 ай бұрын
HERKESE SELAMLAR OLSUN HAYIRLI NURLU GECELER DILIYORUM ✋️
Пікірлер: 75