#erdalçakır #şiir #güneağıt
GÜNE AĞIT
Selçuk Azmanoğlu’na
Çok isterdim yarım kalmış anılarda tamamlanmayı
Dilim sürçmeseydi ölürdüm belki kırık bir plâğın yaraladığı şarkıda
Dostlarım çokça gülerdi belki de eksik öldü derlerdi
Hiçbir yılı tamamlamadan yaşadı, inanılmaz hızlıydı, hayatla çarpıştı
Sükûtunu kadîm bir ırmağın kenarına serip kuruturdu
Gelecek derdi durmadan, gelecek beklediğim uzağı içimin
Sessizce kaybolurdu karakalem bir resmin silinen belleğinde
Aşkı da vardı, arkasından bir karanfilin ağıtı uzardı
Dönmeyecekmiş gibi çıkardı kapısından yüzyılların
Al kanlara boyanmış sahillerine gün tepeden vururdu
Dostlarım derdi yokluğuma nazar değdi, yok’u bilir misiniz
Bir oda örneğin ağzına kadar kimsizlik dolu
Örümcek ağına takılmış yalnızlıkların pusu kurduğu
Bir ıssızlık oyunu, bir müzikal söylence
Paradan haber ver diyen itibar nutukları çağın
Tribünlerinde o vahşi itiraf, aşk öldü aşk öldü
Sevgili öldü, yaşasın etimizde tiz çığlıklar atan sırtlan
Etin zaferini kutlayalım, bir kilo kadın ver, biraz erkek
İniltileriyle örtelim içimizdeki hayvanın çıplak sesini
Davullara dövdürelim nâmahremini şehvetimizin
Ay dolunay mı, ne önemi var, mehtabımızda kemirgen karanlık
Çok isterdim yarım kalmış hayatların ak teli olmayı
Ne lâle, ne sümbül, ne de gülün cilvesinde oynaşan naz
Bir avuç toprak yakayım saçlarıma ağarmasın
Şehrime küskün güneşin bitmeyen zevalinde
Erdal Çakır
Негізгі бет Erdal Çakır Güne Ağıt (Kendi Sesinden)
Пікірлер: 1