"Hayat Bilgisi", "Yaprak Dökümü", "Kayıp Şehir", "Ufak Tefek Cinayetler", şimdilerde "Kulüp" ve "Evlilik Hakkında Her Şey"... Canlandırdığınız her karakterle hafızalarda yer edindiğiniz aşikar. Dünden bugüne baktığınızda nasıl evrildi oyunculuğunuz sizce?
Evet, erken bir yaşta başladığım için aslında bunun avantajlarını yaşadım. Yolda bir sürü şey görmek ve bu gördüklerimle yani hem kendimde gördüğüm, hem sektörde gözlemlediklerimle evrilme şansım daha fazla oldu. Zira öyle bir anda bir senede evrilme gerçekleşmiyor. İnsanın kendi yolculuğu öyle olmuyor zaten. O yüzden hayatımın her döneminde farklı işlerde farklı değişimler yaşadım. "Hayat Bilgisi" benim çocukluğumdu. O benim için bir okuldu diyebilirim. Bir sonraki adım "Yaprak Dökümü". Biraz daha büyüdüğüm, bu işi gerçekten yaptığımın ciddiyetine vardığım, insanların beni artık sokakta gördüklerinde tanıdıkları bir noktaya geldiğimi fark ettiğim bir iş oldu. Ağır bir rolü üstleniyordum orada ve bu işin aslında ne kadar ciddiye alınması gerektiğini, disiplinin ve istikrarın önemini anladım. "Kayıp Şehir" de benim için büyük bir evrilmedir mesela. Çünkü "Yaprak Dökümü"nden sonra çok farklı bir karakteri oynama riskini almıştım. Oradan sonra aslında herkesin bakış açısı da değişmeye başladı bana karşı. "Ufak Tefek Cinayetler" artık iyice büyüdüğüm ama yine kendimdeki bir sürü şeyi de yeni yeni fark ettiğim işlerden biri oldu. "Kulüp" büyük bir dönüm noktası; oyunculuğum adına çok fazla şey öğrendim ve çok müthiş bir deneyim oldu benim için. "Evlilik Hakkında Her Şey" de öyle. Açıkçası bu yolculuk hiç bitmeyecek gibi görünüyor.
"Kulüp" dizisiyle herkesin kalbine dokundunuz. Bu projede yer almak ve Matilda'ya hayat vermek nasıl bir deneyimdi sizin için?
Özel bir proje oldu benim için. Aynı zamanda çok da zorlayıcı, zorlamasının nedeni de bilmediğim, yaşamadığım çok eski bir yılda geçmesi. Matilda ise her anlamda dini, dili yaşadıkları ile benden çok başka bir yerde. Ona ulaşmak, bir şekilde onunla empati kurmak, yaşadığı yıldaki duyguları hissetmeye çalışmak, anneliğini, evladından uzak olma duygusu yaşamak... Bunların hepsiyle bağ kurabilmek için gerçekten yoğun bir çalışma yaptık. O yüzden de müthiş bir deneyimdi benim için.
Röportajımız çıktığında Emir Ersoy ile evlenmiş olacaksınız. Mutluluklar diliyoruz biz de. Heyecanınıza ortak eder misiniz bizi? Neler hissediyorsunuz?
Çok teşekkür ederim. Tabii ki ortak ederim. Mutlu da olurum ortak etmekten. Çünkü bu böyle paylaşıldıkça keyfi çıkan bir şey. Biz de çok heyecanlıyız. Çok mutluyum sevdiğim bir insanla hayatımı birleştiriyor olmaktan. Farklı heyecanlar... Hem iş hem evlilik yeni bir hayat kurmanın yoğunluğu bir araya geldi. Dilerim her şey gönlümüzce olur. Birlikte mutluluğumuzun artmasını diliyorum.
Geçtiğimiz yıl 8 Mart Kadınlar Günü'nde yaptığınız paylaşım "Kızlar kendi özgün hikayenizi yazın" cümlesiyle başlıyor. Yaş aldıkça insanın bakış açısı değişiyor ve kendi değerini daha iyi anlıyor. Şimdilerde hayat hikayenizi yazarken nelere öncelik veriyorsunuz?
Kendi özgün hikayeni yazma meselesi çok da öyle söylendiği kadar kolay olmayan ve bir o kadar da önemli bir şey. Biz kendi elimizden geleni yapalım ve çabamızı gösterelim, sonrasında hayatı akışına bırakalım kafasındayım. Ve en önemlisi zor olsa da anda kalma peşindeyim. Bu ve bundan sonraki yıllarımda en çok önem verdiğim konu bu olacak ve zevk almaya bakmak; hayattan, yaşadıklarımızdan...
Негізгі бет Gökçe Bahadır ile Çekim Arkası
Пікірлер: 2