- 𝒀𝒆𝒏𝒊𝒅𝒆𝒏 𝒎𝒆𝒓𝒉𝒂𝒃𝒂𝒍𝒂𝒓. - 𝒀𝒆𝒏𝒊 𝒉𝒊𝒌𝒂𝒚𝒆𝒍𝒆𝒓𝒅𝒆 𝒚𝒆𝒏𝒊𝒅𝒆𝒏 𝒃𝒊𝒓 𝒂𝒓𝒂𝒅𝒂 𝒐𝒍𝒎𝒂𝒌 𝒕𝒆𝒎𝒆𝒏𝒏𝒊𝒔𝒊𝒚𝒍𝒆. - 𝑶𝒍𝒂𝒚, 𝒎𝒆𝒌𝒂𝒏 𝒗𝒆 𝒌𝒂𝒓𝒂𝒌𝒕𝒆𝒓𝒍𝒆𝒓 𝒕𝒂𝒎𝒂𝒎𝒆𝒏 𝒌𝒖𝒓𝒈𝒖𝒅𝒖𝒓. ★- 𝒀𝒂𝒛𝒂𝒓: 𝒓𝒂𝒊𝒏𝒏𝒍𝒔 "Kapıları açın!" Sarayın altın kaplamalı ve gösterişli kapıları açılırken, aile fertleri peşisıra geliyordu. Diğer krallıklardan gelen birçok krallar, eşleri ve veliahtları da vardı. Herkes kendilerine gösterilen yerlere geçmişti. Herkes mutlu görünüyordu. Sonuçta burada kim varsa kendi çıkarı için gelmişti. Elbette mutlulardı. Oysa bu sahte yüzlerin içinde durmak içlerinden birine zulüm gibi geliyordu. En büyük topraklara dahi sahip olan kralın, kendinden sonra ülkenin evladına kalacağını biliyorlardı. Kralı öldürmek için ellerinden geleni yapmışlar fakat; evladı ve korumaları olanlara karşı hat safhada önlemler almışlardı. Kralın dairesine evladı ve eşinden başka giren olursa idam ettirileceği, tüm ülke tarafından bilinirdi. Davet salonunda kral ve ailesi için herkesten uzak bir loca ayarlanmıştı. Herkes yerine geçtiğinde, davet veren ülkenin baş konuşmacısı söz hakkı almıştı. Davet sahibi ülkenin kralına baktıklarında, salonun tam ortasında genişçe bir yerde oturuyordu. Yanında da güzel kızı, oğlu ve karısı vardı. "Buraya gelen tüm krallarımız ve ailelerine teşekkür ederiz. Yeksan krallığı sizi en iyi şekilde ağırlayacaktır. Davetimizin gidişatı; kralın konuşması, yemek servisi, dans ve en son olarak diğer krallıkların birbiriyle tanışması olacaktır. İzin verirseniz sözü kralımız Dwen 'e teslim etmek isterim." Konuşmacının sözlerinden çok hareketlerini inceleyen Grion krallığının oğlu, babasına bakmıştı. Ardından üstündeki siyah takımındaki kemerini düzelterek konuşmuştu. "Siz de benim düşündüğümü mü düşünüyorsunuz?" Babası oğluna gülerek bakıyordu. İkisi de hangi amaçla burada olduklarını biliyordu. "Fazlasıyla, bırakalım da tiyatrolarına devam etsinler." Kral konuşmacının yerine geldikten sonra salondaki herkese dikkatle bakıyordu. Ta ki, bakışları Grion kralı ve oğlunda diğerlerine göre daha fazla durmuştu. "Hoş geldiniz! Biliyorsunuz ki, uzunca süren bir zamanın ardından sağlığıma kavuştum. Buraya gelmenizi isteme sebebim; kızım Caroline 'nın ölmeden önce bir yuva kurduğunu görmek istemem. Ayrıca kuracağımız ilişkiler bağlamında devlet işlerinde de güçleneceğimizi temin ederim. Diğer söyleyeceklerimse buradan sadece tek bir krallık değil, diğer krallıklarda birbirini tanıyarak güzel işlere başlayacaklardır." Grion kralının oğlu ufak bir gülümsemeyle kendince konuşmuştu. "Bu kadar yolu bir kız için mi geldik? Olacak iş değil." Yeksan kralı, Grion krallığının oğluna bakarken yeniden söze başlamıştı. "Bir şey mi dediniz, Veliaht?" Veliaht boşuna teptikleri yolun sinirini yutarak kafasını daha da dikleştirmişti. "Sizlik bir şey yok, devam edin." Kral konuşmalarına devam ederken, omzunda hissettiği ele baktığında annesi olduğunu görmüştü. Annesi babasına göre daha ketum biriydi. "Sen bir Veliahtsın. Temsil ettiğin sadece kendin değilsin, aileni de taşıyorsun. Karşındaki senden aşağıda biri dahi olsa, asilliğini koru. Ezmek istiyorsan da zamanı iyi kullan; sonrasında asaletinle ez. Bilirim ki, senin vurdumduymazlığın merhametini tetikliyor Jeon, kimseye acımamalısın." Veliaht annesinin dedikleri üzerine cevabını geciktirmemişti. "Aksine ben vicdanımı yerinde kullanırım. Bana kalırsa şu an olduğumuz yeri unutmadan, şahsi duygularımı konuyu değiştirmek için kullanmanın yersiz olduğunu düşünüyorum." Annesine karşı kullandığı bu üslup kralın dikkatini çekmiş, eşinin yanına gelmesini istemişti. O arada herkes yemeklere başlamıştı. Birkaç kişi dans için ayaklanmaya koyulmuştu. Altın sarısı pistin etrafı soylularla doluyken, Jeon ailesinden müsaade isteyerek terasa geçmişti. O sırada askerleri tetikte kalmaları konusunda da uyarmıştı. Kalabalıktan sıyrılıp kendiyle kaldığında derin bir nefes almıştı. Karanlık gökyüzündeki yıldızlar ve ay dikkatini çekmişti. "Bir gün ben de yıldızlar kadar özgür olabilir miyim?" Kendine sorduğu soruyla gülmeden edememişti. Gayet iyi biliyordu ki, bu hiçbir zaman tam anlamıyla olacak bir şey değildi. Korumak zorunda olduğu ailesi, halkı, itibarı ve toprakları vardı. Bunca şeyin içinde özgürlük gerçekten kulağa çocuk avutmak gibi geliyordu. Terasa çıkmadan önce kendisine özel olan içkiyi almıştı. Şişenin kapağını açıp, kenara fırlattığında duyduğu topuklu ayakkabı sesiyle arkasına bakmıştı. Attığı kapak tam da Yeksan kralının kızının önüne denk gelmişti. "Bir şeyiniz yok ya?" Prenses siyah elbisesini umursamadan ilerlemişti. Ailesine pek benzediği söylenemezdi. Onlar gülmeyi seviyordu; o ise içinde yaşadığı insanlara kıyasla daha soğuk duruyordu. Jeon kendisinden uzakta olan kadına bakmayı kesmişti. Ta ki, duyduğu sese kadar. "Özgür olmak mı istiyorsun?" "Anlaşılan beni dinliyordun." Prenses hâlâ kendisine bakan adama yüzünü çevirmemiş, bahçedeki insanlara bakmaya devam etmişti. "Denk geldi."
@rainnls
Ай бұрын
Jeon daha fazla dikkat çekmeden ailesinin yanına dönmek için hareketlenmişti. Elindeki şişeden son bir yudum alıp, aynı an içinde sertçe çöpün içine atmıştı. Kapının tam önündeyken prensese seslenmişti. "İyi eğlenceler." Jeon ailesinin olduğu tarafa bakarken, annesini Yeksan kralının eşiyle konuşurken görmüştü. Babası da kralla birlikteydi. Yeksan kralı babasına bir şeyler anlatırken yanlarına gitmişti. Grion kralı oğlunu gördüğünde hemen sırtından tutmuştu. "Oğlum, Jeon." "Sonunda resmi olarak tanışma fırsatı bulduk." Yeksan kralının lafı üzerine Jeon da memnuniyetini dile getirdi. Ardından salonda yükselen keman sesleriyle çiftlerin dans ettiği de görülmüştü. Yeksan kralı ve diğer krallar sohbet ederken, Jeon annesinin el işaretiyle yanına gitmişti. "Herkes sana bakıyor." "Buradaki sorun ne yani?" Annesi sinirle gülerek oğlunun kulağına doğru eğilmişti. "Aptal taklidi yapmaya mı başladın? Krallar kızlarıyla dans etmen için yanına gelecekler." Jeon hafif gülümsemesiyle annesine bakmıştı. Annesi oğlundan gözlerini ayırıp ileriye bakarken konuşmuştu. "Bak şu Trelya kralı, kızı da çok zarif duruyor. Onunla istersen," Jeon 'un gülümseyen yüzü tekrardan eski hâlini almış ve annesinin sözünü kesmişti. "Kimseyle dans etmeyeceğim, boşuna nefesini yorma." Annesi konuşacak gibi olduğunda yanından ayrılmıştı. Sahnedeki kralın konuşmacısı yeniden ortaya çıkmıştı. "İki haşmetli kral için dans pistine Grion kralının gözde oğlu veliaht Jeon ve Yeksan kralının tek kızı Caroline sizleri bekliyoruz." [Jeon Anlatımıyla] Babama baktığımda bakışlarıyla ilerlemem için işaret veriyordu. Böyle bir şeye nasıl müsaade ederdi? Bunun ne anlama geleceğini gayette iyi biliyordu. Konuşmacıyı es geçerek babamın yanına gittim. "Dans etmeyeceğim." Babam elindeki viskiden bir yudum alıp etrafa baktığında, gülümseyerek sırtımı sıvazlamıştı. Diğerlerinin duymayacağı şekilde ses tonunu ayarlayıp tekrardan bana dönmüştü. "Bir bildiğim var." "Baba bildiğin şey her neyse sonuçlarını da görüyor musun?" Etrafa baktığımda dedikleri kızı görmemiştim. "Anlaşma yapacağız. Burada diğer krallar o anlaşma için an kolluyor. Tek büyük krallık bize ait olduğu doğru, ama en verimli yerlerden birisi de Yeksan krallığı. Eğer anlaşma sağlanırsa, topraklarımıza savaş için yaklaşmaları imkansıza yakın olacak. Surlarımızı daha da diri tutacağız. Artık esir de vermeyiz Jeon." Yine ne denilirse o olacaktı. Birilerinin hayatına karşılık, benim hayatım. Oysa babamın bunları neden yaptığını da anlıyordum. Kendisinden sonra tahta ben geçecektim; benim için işleri kolaylaştırmak istiyordu. Aklımda o dansa gidersem dönüşün imkansız olacağı dönüyordu. Çünkü iki soylunun dans etmesi hayatlarını birleştireceklerini gösterirdi. "Peki o," gözlerimi salon kapısının önündeki kadına çevirdiğimde, babam da oraya bakmıştı. "O istiyor mu? Hiç sordunuz mu?" Araya giren Yeksan kralı sözü devralmıştı. "Zamanla alışırsınız." Salondan alkış sesleri yükseldiğinde kralın önümden çekilmesiyle ilerlemiştim. Benimle birlikte gelen kadına baktığımda oldukça soğukkanlılıkla karşımda duruyordu. Elimi uzattığımda bir süre gözleri elimde ve yüzümde durmuştu. Elimi tuttuğunda kısık sesle izin istemiştim. "Rahatsız olacak mısın?" "Hayır." Belinden tutmuş ve biraz daha yakınlaşmıştık. Adımlarımız müzikle birlikte hızlanırken nihayet ikimiz arasındaki sessizliği bozmuştu. "Bu durumdan haberin var mıydı?" Koyu kahverengi gözlerinde hiçbir ışıltı yoktu. "Yoktu." Belini ellerim arasından kurtardığında bir dönüş sergiledi. Geri eski hâlimizi aldığımda bu sefer daha farklı bakmıştı. "Hâlâ özgür olmak istiyor musun?" "Bu da ne demek şimdi?" "Sadece ikimiz içinde sessiz savaş ilan edeceğim. Sen o prangalarından kurtulacaksın; ben de hak ettiğim ne varsa onu alacağım." Elimde olmadan gülmüştüm. Belindeki ellerimden biri yüzüne düşen saçına gitmişti. "O prangaları görüyor musun ki? Görmüyorsun. Beni tanıyor musun? Tanımıyorsun. Bir sözle beni kendine uşak yapacağını mı sandın Caroline?" Kaşları çatık bir hâl aldığında bu sefer ben ona sorumu sormuştum. "Hadi bunları geçelim. Senin hak ettiğin nedir?" Yüz ifadesi durulduğunda öfkeyle nefesini vermişti. Ardından ufak bir gülümsemeyle, omzumdaki ellerinden birini derime bastırmıştı. "Soruna cevap vermeden önce bir örnek göstermemi ister misin? Sağa doğru kafanı çevir. Çekinme, bak ailen, bak. Baban son gördüğümden beri epeyce yaşlanmış. Elbette kimse kalıcı değil. O gittikten sonra tahta sen geçeceksin, değil mi?" Ne demeye çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Adımlarımız yavaşladığında sorusuyla kafamı olumlu bir şekilde salladım. "Ama o da ne? Annen hâlâ hayatta! Neden o geçmiyor; sen geçiyorsun? Çünkü kadınlar size göre sadece bir figür. İşte ben bunu yıkmak istiyorum." "Sen ülkeni yönetmek istiyorsun yani." "Kesinlikle."
@rainnls
Ай бұрын
Dalga geçip geçmediğini bir kez daha yüz ifadesine bakarak görmeye çalışıyordum. Ama oldukça kararlı ve ciddiydi. Biz de böyle şeyler olmazdı ki. "Anlayacağın buradaki her şey benim hakkım. Babamın işe yaramaz oğulları kaç kez halkın içine karışmış? Kaç kez ülkelerin konumlarının haritalarını çizip, avantajları ve dezavantajları bilmiş? Hiçbiri bile eğlenceden başka bir şey yapmazdı." Karşımda sanki annem varmış gibiydi. O da tıpkı Caroline kadar ileri görüşlü ve keskin zekaya sahipti. "Haklı olabilirsin ama ben ne yapacağım?" "Onu zaman gösterecek. Şu an sadece dikkat çekmemek için seninle dans ediyorum. Ayrıca söylesem bile hemen onlara gidip anlatmayacağın ne malum?" Anladığımı belli edercesine onu onayladım. "Kısaca benden ne istiyorsun?" "İhanetini istiyorum. Peki ya sen?" "Sadakatini istiyorum." Bu dediğime oldukça şaşırmıştı. Çünkü kendi söylediğine çok uzak bir şey demiştim. Ondan her şeye rağmen sadakat istemiştim. Bana yardım edemezdi; yine de hedeflerime gidecek yol da olabilirdi. Müzik son kez yüksek notaya vardığında biz de yavaşça birbirimizden ayrılmıştık. "Bu istediğini yapacağımdan ne kadar eminsin, Jeon?" Aynı şekilde cevap verdim. "Ya senin istediğini vereceğimden ne kadar eminsin? Caroline, gerçek dünya menfaatini düşünür, sen ne kadar onu ele avuca sığdırmak istesen de kimseye uymaz o." Siyah elbisesini düzelttiğinde bir şey dememişti. "Dans için teşekkürler." Gideceğim zaman gülümsemiştim. Artık hayatıma alacağım bir kadın vardı. Üstelik ne kadar saklamaya çalışsa da, zarif ve akıllıydı. Yine de ben bazı şeylerin sonunu açıkça görebiliyordum. Sadece öyle bitmelerini istemiyordum; bu kadının soluk hayatı gibi silinip gitmelerine izin veremezdim. Ne olursa olsun kraliyetler için yaptığımı düşündükleri durumu, kendim için iyi bir nedene çevirecektim. "Yine karşılaşacağız Jeon. O zamana kadar kendimiz için iyi geçinelim." Hiçbir şey demeden ailemin yanına gittim. Yeksan kralı ve babam oldukça mutlulardı. Annemse hâlâ bıraktığım gibiydi. Yanına geldiğimde küçük bir gülümseme sunmuştu. "Dansınız ne güzeldi." "Öyleydi." "Çıkar dolu bir dans olması dışında çok güzel olmalı." Annem yine incelikle bizi izlemişti. Bu durumda fazla belli etmeyecektim. "Sadece babamın çıkarlarıyla yürüyecek bir anlaşma beklenemezdi tabii." Masadaki viskilerden bir kadeh almıştım. O sırada annem elindeki kadehi geri yerine koymuştu. "Tek baban ve Yeksan kralının çıkarları değildi. Ne o, Caroline 'nın buraya olan bakışlarını fark etmedim mi sence?" Kadehi bitirip masaya koymaktan ziyade yere attığımda artık iyice sıkılmaya başlamıştım. "Madem şu lanet dansta benim fikirlerim sorulmadı, ne olacağına karışmayın. Her zaman ki gibi takındığımız rollere devam edelim." Annem gerçekten de insanları bir bakışla süzebilen biriydi. Bu defa işime karışmasına engel olmalı, ondan önce davranmalıydım. "Geldiğiniz için teşekkürler! Davetimiz burada son buluyor. Yeksan krallığı güzel dilekleriniz için sizlere teşekkürlerini sunar." Konuşmacının "güzel dilekler" için konuştuğu sesi ima doluydu. Alayla gülümseyerek olduğum yerden kalkmıştım. "Kral ve kraliçeyi canınız pahasına koruyun. Ben önden gidiyorum." Asker baş selamı verip geri çekildiğinde, kendimi dışarı atmayı başarabilmiştim. Atımın yanına geldiğimde Caroline da orada bekliyordu. "Ne işin var burada?" Elbisesinin göğüs kısmından bir zarf çıkarıp vermişti. "Sen ulu orta yerde ne yaptığının farkında mısın!" Eliyle sessiz olmamı işaret etmişti. "Ne yaptığımın bir önemi yok. Sana diyeceklerimin devamı burada yazılı varınca okursun. O gün gelene dek ölme." Kağıdı cebime koyduğumda geri ona bakmıştım. "İnsan evleneceği adamı güzel sözlerle uğurlar. Sen ise 'ölme' diyorsun, biraz tuhafsın." Bu dediğime öylesine bir gülmüştü. Onu ilk kez gülerken görüyordum. "İlerleyen zamanlarda bunun da ne anlama geldiğini anlarsın, gidiyorum." Lafını bitirir bitirmez gittiğinde ben de atıma binip yola koyulmuştum. Yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı düşünmeden edememiştim. Yarım saat sonra atımı kenara eyledim. Yağmur yağacak gibiydi ve ben içinde yazanları merak ediyordum. Kağıdı açtığımda karanlık yolda görebildiğim kadarıyla okumaya başlamıştım. Bir süre sonra okuduğum cümle karşısında sözlerinin devamını tahmin edebiliyordum. Kağıdı cebime koyduktan sonra yola devam ettim ve kendime o sözleri zihnimde tekrarlattım. "... Çok güzel rol yaptın Jeon. Oysa isteklerimiz açıktı, değil mi? 𝑺𝒆𝒏 𝒊𝒉𝒂𝒏𝒆𝒕𝒊𝒎𝒊; 𝒃𝒆𝒏 𝒔𝒂𝒅𝒂𝒌𝒂𝒕𝒊𝒏𝒊 𝒊𝒔𝒕𝒊𝒚𝒐𝒓𝒅𝒖𝒎. ..." Kimseye güvenmeyen bir adamdan sadakati nasıl beklerdi? Peki, ihaneti kabul etmeyen adam; kadından ihanet etmesini nasıl isterdi? Bu denklemler zamanla bir bir çözülecek olan hayatların devamıydı. - Devam edecek. - Yeni bölüm ve hikayelerde görüşmek üzere. - Destekleriniz için şimdiden teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.
@Nefha120
Ай бұрын
Devamını bekliyorum,güzel olmuş.🩵
@rainnls
Ай бұрын
@@Nefha120 birkaç güne gelecek, teşekkür ederim güzelim. ♡
@huseynoffa0207
Ай бұрын
Çok güzeldi devamını sabırsızlıkla bekliyorum❤️
@rainnls
Ай бұрын
Bu sefer kısa zaman içinde gelecek ♡
@Juwan._.-ku6fb
Ай бұрын
Arkadaşlar bana yardımcı olur musunuz bi hikayeyi bulmak istiyorum aslında şöyle bişi( jk ve yn yakın arkadaşlar ve yn jk den hoşlanıyor ama jk'yin sevgilisi var bide bir gece yn bi rüya görüyor ve sabah kalkınca sırtında çiçek şeklinde bi dövme oluyor ) bu türden bişi ama hikayeyi bulamıyorum Bu arada hikaye aşırı güzel eline sağlık ❤️
@BusraKaderYldz
26 күн бұрын
Aklıma böyle bir şey geliyor:Kız rüyasında yakın bir kız arkadaşının sevgilisini sanki orada olaylara canlı bir şekilde şahit oluyor gibi başka biriyle görür. Ter içinde uyanır ve duşa girer. Ardından sırtındaki dövme benzeri izi fark eder. Olanlara anlam veremese de paranoyaklaştığını düşünerek kafasını dağıtmak için dışarı çıkmaya karar verir. Bir kafeye gider ve rüyasında sevgilisini onu aldatırken gördüğü arkadaşı ağlayarak onu arar. Nerede olduğunu sorar, aralarında bir telefon konuşması geçer ve arkadaşı kızın oturduğu kafeye gelir. Sevgilisinin onu aldattğımı öğrendiğini falan anlatır (oraları sen tamamlarsın). Ardından başka bir arkadaşının kızın sevgiliyle başka birini yakaladığı biraz uygunsuz fotoğrafları gösterir. Yn'nin arkadaşı hala ağlarken bir yandan da bir tepki bekliyordur çünkü yn rüyasında gördüğü kızı fotoğrafta görünce birkaç saniye boyunca dona kalır. Sonra arkadaşının ona seslenmesiyle kendine gelir ve onu teselli etmeye başlar. O akşam evde rüyayı, arkadaşının gösterdiği fotoğrafları ve sırtındaki dövmeyi düşünür. Sonra bildirim sesiyle Jk'un mesaj attığını görür. Böylece o an için bunları düşünmeyi bırakmaya ve Jk'la mesajlaşmanın tadını çıkarmaya karar verir. E yoruldum gerisini sen getir😂(Bir zaman sonra rüyasında Jk'un sevgilisinin onu aldattığı bir rüya görür.)
@rainnls
22 күн бұрын
Vallahi dediğiniz hikayeyi daha önce hiç görmedim ama umarım bulursun :) Teşekkür ederimm güzelim ♡
@rainnls
22 күн бұрын
@@BusraKaderYldz hikayeyi buraya yazmış gibi okudum jdwndnsf inşallah bulunur ne diyeyim :,)
@BusraKaderYldz
22 күн бұрын
@@rainnls Vallahi ben yorumu okuduğumda yorumdan "Hikaye yazmaya çalışıyorum konusu böyle olacak" gibi bir şey anlaşılıyordu😂😂 Ben de ona fikir olarak yazmıştım ama yorumu düzenlemiş😀
@BusraKaderYldz
22 күн бұрын
@@rainnls Bu arada hikaye çalışması yapıyorum ama kesinlikle "hayal et"ler gibi değil 😂 İslami aşk hikayeleri diyebiliriz🙃
Пікірлер: 20