Kürtçe canlı bir dildir
Kürtçe'nin hiçbir zaman yazı dili olamadığı iddiası var. - Tevhid-i Tedrisat Kanunu'ndan önce Kürt medreseleri vardı. Kürtler bu medreselerde Kürtçe eğitim yapıyorlardı. Birçok âlim bu medreselerde yetişti. En çarpıcı örnek de şu: Fatih Sultan Mehmet'in hocası Molla Güranî, Iraklı Kürt'tür ve Mısır'daki El-Ehzer'den getirilmiştir. Bu şekilde yetişen çok sayıda insan var. Medreselerde sadece dini eğitim verilmiyordu. Astronomiden tutun matematiğe, coğrafyaya ve edebiyata kadar Kürtçe eğitim yapılıyordu. Bu medreselerde Kürtçe ile birlikte Arapça eğitim ve öğretim de görülürdü. Kürtçe'nin hiçbir zaman eğitim dili olmadığı iddiası, bilimsel gerçeklerden son derece uzak ve hiçbir dayanağı yok. Medreselerden yetişmiş yüzlerce Kürt şair var ve bunların divanları da elde mevcuttur. Eliyê Herîrî, Meleyê Cizîrî, Feqiyê Teyran, Mele Ehmedê Bateyî, Ehmedê Xanî gibi edipler akla hemen gelen isimlerdir. 90'lı yılların başında Kürtçe üzerindeki yasağın kısmen kalkmasıyla birlikte, İstanbul merkezli çok sayıda dergi ve gazete Kürtçe olarak yayına başladı. Kitaplar basıldı, roman ve öyküler yazıldı. Bugün yine Kürtlerin uluslararası çapta yayın yapan üç televizyonu var. Herkes bunları izliyor. - Türkiye'de Kürtçe konuşanların birbiriyle anlaşamadığı, örneğin Tuncelili bir Kürt ile Diyarbakırlı bir Kürt yan yana geldiğinde birbirlerini anlayamadıkları öne sürülüyor. - Orta yaşın üstündeki bütün insanlar, Kurmancî olsun, Kirmanckî olsun her iki lehçeyi rahatlıkla konuşuyorlar ve birbirlerini de anlıyorlar. Son jenarasyon dediğimiz asimilasyondan büyük bir şekilde etkilenmiş olanların, haliyle farklı lehçelerle anlaşmaları mümkün olmuyor. Çünkü öz lehçelerini bile öğrenememişler. Kendi ana ve babaları kadar dillerini bilmiyor, konuşamıyorlar. Tabii olaya bir de dilbilimi açısından bakmak gerekiyor. Bunlara niye 'lehçe' diyoruz. Kelime ve telaffuz farklılığı ve bazı farklı dil kuralları olduğu için. Örneğin Vartolu bir Kırmanc (yani Zaza) ile Siverekli Kırmanc birbiriyle konuştuklarında bu sıkıntıyı yaşıyorlar. Bu, şu anlama gelmiyor, birbirlerini anlamıyorlar. Elbetteki anlıyorlar ama kendi yörelerindeki biriyle daha rahat iletişim kuruyorlar. Bu da normal bir durum. Dili yasaklanmış, ne yazabiliyor, ne okuyabiliyor ne de her yerde rahat rahat, hiçbir kaygı taşımadan konuşabiliyor. Bir de bu sadece Kürtçe'ye özgü değil. Bir Kayseri köylüsüyle, bir Aydın köylüsünü konuşturduğunuzda da aynı sıkıntıyı çekeceklerini görürsünüz.
Негізгі бет Kürtçe'den İngilizce'ye Geçen 100'lerce Kelime!
Пікірлер: 322