Bu videonun tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz..
www.herkul.org/...
www.herkul.org/...
Hicret Edin, Hayat Bulun!..
Kendini durgunluğa salmış herkes yeniden canlanmak için hicret etmeli; elden geliyorsa bir milyon insan muhacir olmalı!.. Mümkünse, eli ayağı tutan her hizmet eri hicret edebileceği bir diyar bulmalı ve yola koyulmalı!..
-Kutlu Doğum programları düzenliyoruz ama hakkını vermemiz gereken diğer bir tarihi, yani “Kutlu Hicret”i ihmal ediyoruz. Oysa, Ashab-ı Kiram efendilerimiz insanlığın yeniden doğuşu sayılan Viladet gününü bile değil, hicreti takvim başlangıcı yapmışlardır. Bu tayinde çok mühim bir mesaj vardır.
-Hicret edin, hayat bulun!.. Hicret edin, ölümden kurtulun!..
-Herkesin hicret etmesi gaye-i hayalim benim. Hicret, yüce bir davaya gönül vermiş insanlardan bir özrü bulunmayan hemen herkesin de gaye-i hayali olmalıdır.
-Arzu ettiğim hususlardan birisi de, bilhassa işadamlarının hicret etmeleri ve gittikleri yerlerde hem kendi işlerini yapmaları hem de oradaki eğitim müesseselerine yardımda bulunmalarıdır.
-“Keşke bir milyon insan hicret etse!..” temennisini kesretten kinaye olarak söyledim. Bu sayı iki-üç milyon da olabilir. Türkiye’de yeteri kadar düşünen kafa var; birkaç milyon insanın kendi değerlerimiz hesabına dünyaya açılması bir kayıp olmaz, aksine hem ülkemiz hem de insanlık adına büyük yarar sağlar.
-Ey Hâbil’in torunları!.. Yeryüzü, mirasçılarını bekliyor; hicret edin ve mirasınıza sahip çıkın!..
-Şayet işleri ve halleri elveriyorsa, uzun süredir Almanya, Fransa, Hollanda… gibi ülkelerde bulunan insanlar da başka bir yere hicret edebilirler. En azından senenin birkaç ayını diğer bir ülkede geçirebilir; orada bir iş kurmanın yollarını aramanın yanı sıra mefkurelerinin gereğini de yapmaya çalışabilirler.
-Hele günümüzde hicret mevzuunda tekasül asla affedilmez.
-Gidin!.. Gidin!.. İllâ celb mi çıkaralım!..
GURBET, HİCRET, ŞEHADET VE HİZMET
İşte belli bir dönemde böyle “ihtiyârî hicretler” oldu. Gönül rızası ile gittiler; coğrafyada yerlerini bilmedikleri yerlere gittiler. Gittiler, orada “Öğretmenlik yapacağız, rehberlik yapacağız, okul açacağız!” dediler. Fakat hırpânî binalar içinde okul nasıl açılır?!. Vakıa… Vakıadan bahsediyorum; orada birer ırgat gibi çalıştılar.
Bütün bunlar, göze alınarak gidildi. Bu “ihtiyarî bir hicret” idi. Mercûhun, râcihe tereccüh etmesi cihetiyle, hani bu bir yönüyle “râcih” bir mesele idi. Gün geldi, bu arkadaşlar, Cenâb-ı Hakk’ın lütfettiği şeyi yaptılar. Hiç kimse ne de Kıtmîr bu olup biten şeylerin onda birini kendine mal etmesin!.. Okulları açan, O (celle celâluhu) idi; gönüllerde size sevgi kapılarını açan, O idi. إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَنُ وُدًّا “Rahmân, iman edip imanları istikametinde sağlam, doğru, yerinde ve ıslaha yönelik işler yapanlar için (gök ve yer ehlinin gönüllerinde) bir sevgi var edecektir (de onlar her tarafta kabul göreceklerdir.)” (Meryem, 19/96) İman edip sâlih amel yapanlara, yerde-gökte sevgi vaz’ edilir. Onlar, gittikleri her yerde hüsnükabul ile karşılanırlar. Yapan, O (celle celâluhu) idi; sevdiren, O idi; o binaları size verdiren, O idi. Bunu böyle bilen, böyle gören hiç kimse zannediyorum Cenâb-ı Hakk’ın eltâf-ı Sübhâniyesinin tezahürü olarak bize lütfettiği o eğitim müesseselerine sahip çıkmaz, hiç kimse de sahip çıkmasın!.. Allah’ın lütfettiği müesseselerde benim de bir hissem varmış gibi görünmeye ne hakkım var?!. Ve zannediyorum hiçbir arkadaşım, bu mülahazanın ötesinde-berisinde bir düşünceye sapmamıştır, Allah’ın izniyle. Sapsalardı, o geniş coğrafyada Cenâb-ı Hak, o imkânları vermezdi onlara.
Böyle “ihtiyarî hicret” ile bu “göç”ü taçlandıran insanların, çok önemli hizmetlere vesile olmalarının yanı sıra, bir de karşılarına ifritten düşmanların çıkmasına ve onların yaptıkları şeyleri tahrip etmesine rağmen, hâlâ yerlerinde sâbit-kadem olmaları ve bu işi devam ettirmeleri, onlar için öyle yüksek bir pâyedir ki!.. . Çünkü giderken “lillâh, li-eclillah, li-vechillah” Hak rızası için gitmişlerdi. اَللَّهُمَّ اَلْإِخْلاَصَ، وَرِضَاكَ، وَخَالِصَ الْعِشْقِ وَاْلاِشْتِيَاق “Allah’ım, her amelimde ihlaslı olmayı, rızana ermeyi ve Sana halis aşk u iştiyakla teveccühte bulunmayı istiyorum!..” deyip gitmişlerdi. Onların bu küçük adımlarına kendilerine göre büyük adım ama sebepler açısından bu küçük adımlarına Cenâb-ı Hak da başları döndüren eltâf-ı Sübhâniyede bulunmuştu; hem öyle bulunmuştu ki!..
Şimdi de “cebrî hicret” zamanı. Belli bir dönemde gidilmeyen yerlere, arkadaşlarımız hicret ettiler. Mazlumiyet, mağduriyet, hal ve temsil dili ile… Öyle bir lisan ki, bütün dünya duydu; çoğunuzu ismiyle, resmiyle, konumuyla ezberledi. Ve ciddî bir güven duygusu ile, istintak zeminlerine aldı, “Yahu konuşun Allah aşkına; başınıza gelen nedir?!” falan dediler. “Size ne yapabiliriz?”
Негізгі бет “KEŞKE BİR MİLYON İNSAN HİCRET ETSE !”(Hicret Edin, Hayat Bulun!,Fethullah Gülen Hocaefendi,Bamteli)
No video
Пікірлер: 51