Bugün, herkesi korkutan, ağızlarımızın tadını kaçıran “ölüm” konusunu biraz konuşalım istiyorum.
Öncelikle “ölüm bizi niçin korkutur?” sorusuyla başlayalım. Ölüm bizi sevdiklerimizden ayırdığı için korkutur. Ölüm şu güzelim hayatımızı sonlandırdığı için bizi korkutur. Ve hele sonrasında başka bir hayat olmadığı düşünüldüğü takdirde, ölüm bizi çok ama çok korkutur.
Sizlere müjde sevgili arkadaşlar! Ölüm hiç de sizin düşündüğünüz gibi değil. Sizi korkutacak bir şey değil!
Bunu kim mi söylüyor? Alemlerin Rabbi olan Allah Teala Hazretleri. Kur’an-ı Kerim’in neredeyse üçte biri Ahiret hayatından bahsediyor.
Zaten ahiret hayatının var olmasıyla ancak kafamızdaki bazı sorular tam olarak cevabını bulabiliyor. Çünkü düşünüyorum; eğer Allah Teala beni sonsuz bir hayat için yaratmadıysa sadece 60-70 senelik bir dünya hayatı için bana yapılan bu kadar masraf çok değil mi? Eğer ben sadece şu dünya hayatı için yaratılmış olsam, basit bir hayvanınki gibi donanım bana verilmiş olsa yeterdi. Hayvanların bana göre çok basit yaratılmış olmaları onların şu yaşadıkları hayattan kendilerine göre çok güzel lezzet almalarına engel değil.
Düşününüz, son derece mükemmel, teknoloji harikası bir telefonu üretip, o kadar masraf yaptıktan sadece 1 gün sonra o telefonu kırıp çöpe atmanın mantığını kime anlatabilirsiniz? Bu kadar yapılan masraf ve konulan bu kadar güzel özellikler elbette o telefonu bir gün sonra çöpe atmak için değil, uzun süre onu kullanmak içindir.
Bir akıllı telefonla insanı karşılaştırsak görürüz ki: En teknolojik bir telefondan biz insanlar yüzler kat daha donanımlı, daha fevkaladeyiz. Bu dünya bizi doyurmuyor. Bizi tatmin etmiyor. Örneğin, sana bin sene bir elin yağda bir elin balda hayat veriyoruz ama sonrası senin için sonsuz bir yokluk deseler nasıl tepki verirsin? İlk başta tüm duygularınla sevinir bayram edersin ama biraz zaman geçince 1000 senenin sonundaki o sonsuz yokluk taş gibi içine oturur, ne lezzet kalır ne de sevinç. “Ben yokluğu istemiyorum. Ben yok olmak için yaratılmış olamam.” Kulak verdiğim zaman tüm duygularımın derinden bir feryat ile böyle haykırdığını işitiyorum. Demek ki yokluk insanı çok derinden yaralayan bir konu gençler. Ve ölüm de bu yokluğa doğru atılan ilk adım.
İşte kendimizi böyle onulmaz sıkıntıların içinde bulduğumuz ve ölümden tir tir titrediğimiz bir anda Kur’an’ın müjdesiyle karşılaşıyoruz. Bize diyor ki: “Ey insanlar siz bu dünyada kısa bir hayat sürdükten sonra yok olup gitmek üzere yaratılmadınız. Sonsuz ve ebedi bir hayat sizi bekliyor. Dünyada tattığınız nimetler hep numunelerdir. Onların asılları cennettedir ve sizin için hazırlanmıştır. Haydi sonsuz bir cennet hayatına buyurun.”
Ölümle birlikte kendini yok olup gidecek gibi düşünen bir insan için böyle bir müjdenin ne kadar büyük bir muştu olduğunu lütfen hayal edin. Bu müjdeyi veren kimdir? Allah Teala Hazretleri. Sonsuz kudret ve hikmet sahibi Allah vaat ettiği şeyden asla geri dönmez. O vaat etti ise muhakkak vaadini yerine getirecek ve ölümle birlikte açılan kapıdan bizleri geçirerek ebedi bir cennete koyacaktır. Yüce Rabbimiz kendine bakan vazifeyi hiçbir zaman ihmal etmez.
Peki Sevgili gençler, bu ebedi mutluluğu kazanmak için bizim de bazı sorumluluklarımız var mı sizce? Ne dersiniz?
Cevabınızı aşağıda yorumlarda bekliyorum.
Негізгі бет ÖLÜM Bizi Korkutmaz!
Пікірлер: 223