Lenfödem, aşırı lenf sıvı üretimine karşın lenf taşıma kapasitesi arasındaki dengenin bozulması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Normalde lenf sıvısı, belirli bir zaman aralığında vücudun belirli bir kısmından taşınması gerek mektedir. Lenf sıvısı taşıma kapasitesi ise belirli bir yerden belirli bir zaman aralığında taşınabilen lenf sıvısı miktarı olup lenf bezlerinin (nodlarının) sayısına ve fonksiyonuna bağlıdır. Normal fonksiyon gören bir lenfatik sistemde, akımın kesintiye uğratılması bu dengeyi bozar ve" lenfödem" dediğimiz durum ortaya çıkar. Lenf akımındaki bu kesintinin nedeni, çoğunlukla kanser tedavisinin bir parçası olarak lenf nodu çıkarılması ve/veya ışın tedavisi uygulamalarıdır.
Hastalığın başlangıç safhasında etkilenen kol veya bacağındaki taşınamayan lenf sıvısı birikir ve ödem başlar, ödem olan yere parmak bastırınca çukurluk (gode) bırakır. Lenfödemin bu safhasına "sıvı fazı" da denilmektedir. Bu dönem "evre I Lenfödem" olarak bilinir. Yani bir anlamda ERKEN DÖNEMDİR. Evre 0 ise hastada lenfödem başlamıştır ama yalnızca öğleden sonra çok ayakta durduktan sonra bacakta şişmeler olur ve sabah uyandığında bacaklar normaldir. Bu dönemlerde de tedaviye başlanmalı veya en azından ÖNLEMLER ALINMALIDIR.
Lenfödem bu başlangıç safhasında etkin bir şekilde tedavi edilmediği takdirde kol veya bacaktaki kronik lenf sıvısı fazlalığı, yağ birikimi ve bağ dokusu içeren bir kütleye dönüşür. Bu nedenle hastanın bacak veya kolunda AĞIRLIK ve GERGİNLİK hissi oluşur. Lenfödemin bu safhası "katı faz" olarak da adlandırılmaktadır, bu dönemde "evre II Lenfödem" ve "evre III Lenfödem" safhalarına karşılık gelir.
Kronik lenfödem tedavisinde esas amaç: lenf sıvısının biriktiği yerden taşınmasını sağlamaktır. Ameliyat dışı tedavilerde kompresyon yani lenf bandajı ve manuel lenfatik drenaj yani elle yapılan lenf masajı işlemlerini içeren, kombine dekonjestif tedaviye rağmen sonuç alınmıyorsa veya alınan sonuç tatminkar olmayıp düzelmede bir ilerleme sağlanamıyorsa, ameliyat tedavileri önerilmektedir.
LENFÖDEM AMELİYATI NE ZAMAN YAPILMALIDIR?
Lenfödeme bağlı kol veya bacakta hareketlerde ve fonksiyonlarında ciddi kısıtlılık, tekrarlayan selülit (ciltte kızarıklık ve dokunmaya bile ağrı/acı yapan mikroplu deri altı iltihabı) ve lenfanjit (lenf damarlarının mikroplu ilthabı) hastalıkları, ağrının sürekli hale gelmesi, lenfanjiyosarkom (lenf damarı kanseri) gelişmesi ve kozmetik bozukluğa bağlı hastanın takıntısı varsa ameliyat yapılmalıdır. Ancak, yeni gelişmeler ışığında lenfödemin erken safhalarında uygulanan ameliyathanedeki tedavilerin daha yararlı olacağı evreleri kaçırmamak ta önemlidir.
LENFÖDEM AMELİYATLARI NASIL YAPILIR?
KOL VEYA BACAKTAKİ LENFÖDEM KÜTLESİNİ ve YOĞUNLUĞUNU AMELİYATLA ÇIKARMA İŞLEMİ (HACİM KÜÇÜLTÜCÜ LENFÖDEM AMELİYATLARI)
Kol veya bacakta bulunan ödemli ve bağ dokulu kısmın, doğrudan ameliyatta kesip çıkarılması veya liposakşın (liposuction, yağ emme ameliyatı) yardımıyla çıkarılmasıdır.
Uzun yıllar lenfödem sadece proteinden zengin bir sıvının aşırı miktarlarda birikmesi olarak görüldü. Bu nedenle cerrahi tedavisi de fazlalık yapan bu kütlenin çıkarılması şeklindeydi ve ilk uygulandığı 1900'lu yılların başından bu yana çeşitli hacim küçültücü ameliyatlar yapılmıştır. Hepsinde ortak olan, lenfödemden etkilenmiş olan doku katlarının, derin kasların üzerindeki derin yağ tabakasının, ve ciltaltı yüzeyel yağ tabakasının, bir kısım deri ile birlikte çıkarılmasıdır.
Bacak lenfödeminde uygulanan ilk ameliyatlarda bacaktaki kasların üzerindeki dokuların tümü çıkarılıyor ve aynı bacaktan ameliyat öncesi hazırlanmış veya diğer bacaktan alınan cilt ile ameliyat yeri kapatılıyordu.
Cilt ve altındaki yağ tabakasının kasa kadar çıkarıldığı ve cildin kapatıldığı ameliyatlar en çok uygulanan hacim küçültücü cerrahi yöntemdir.
Bu ameliyatlar esnasında ciltte bulunan ÇALIŞAN ve SAĞLIKLI lenf damarların da ameliyatta çıkarılıyor olması, önemli bir dezavantajdır. Ciltte bulunan, az da olsa çalışan lenf damarlarının çıkarılması ilerde lenf dolaşımını bozar. İşlem sırasında bacağın iç ve dış yüzlerinden yukarıdan aşağıya ameliyat kesisi yapılır ve kaslara kadar ödemli doku alınır ve fazlalık olan deri kesilip çıkartılır.
Bazen ise hasta iyi bir şekilde fizyoterapiden fayda görür ve cilt altı ödem geriler ama deri sarkar. Bu durumda da aynı ameliyat yapılıp sarkan deri çıkartılır.
Bu ameliyatlardan sonra ameliyat yarasının iyileşmesi uzun zaman alır ve dolayısı ile hastanede kalış süreleri uzundur. Ameliyat yerinde duyu kaybı olması, büyük bir AMELİYAT İZİ oluşması nedeniyle kozmetik olarak sonucun kötü olması diğer olumsuz yanlarıdır. Ayak sırtında ve ayak bileğindeki fazlalık yapan kütlenin yerinde kalıyor olması da bu ameliyatın eksik yanıdır.
Bu nedenle, bu ameliyatın, artık sadece tıbbi tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen ve sakatlık derecesine dek gelmiş FİL HASTALARINDA kullanılması önerilmektedir.
Негізгі бет Lenfödem / Fil Hastalığı tedavi yöntemleri - Prof. Dr. Ahmet AKGÜL
Пікірлер: 5