Nâbi, Osmanlı Devleti'nin duraklama devrinde yaşamış bir şairdir, idare ve toplumdaki bozukluklara şahit olmuş, çevresindeki bu negatif olgular onu didaktik şiir yazmaya itmiş, eserlerinde devleti, toplumu ve sosyal hayatı eleştirmesine neden olmuştur.
Eğitim hayatını Şanlıurfa'da geçiren yazar, hayatının büyük bir kısmını İstanbul'da geçirmiştir.
Şiir ile düşünceyi birleştiren şair olarak bilinir.
Edebiyatımıza “düşünce şiiri” çığırını açmıştır.
Şiirlerinde, hikmetli sözlere ve atasözlerine yer vermiştir.
Hikmet ve atasözlerine dayalı “hikemi şiir”in kurucusudur.
Didaktik, yani öğretici şiirin en başarılı şairlerindendir.
Günün olaylarını, çağının haksızlıklarını, huzursuzluklarını edebiyat ve sanattan taviz vermeden işlemiştir.
Şiirlerinde toplumdaki düzensizlikleri, kişiyi kötülüklere götüren yönleri göstermeye çalışmıştır.
Nâbî’ye göre şiir, günlük hayatın içinde olmalı, hayattan ve insanlardan kopmamalıdır.
Bunun için Nâbî’nin şiirleri hayat içinde karşılaşılan sorunlara çözümler üreten, yer yer öğütler veren ve yol gösteren bir yapıdadır.
Şiirlerini hakîmane bir eda ile söyleyen sanatçı, bunlarda sanat unsurlarından uzak durmamıştır.
NABİ’NİN ESERLERİ:
Manzum Eserleri: Türkçe Divân, Farsça Dîvânçe, Tercüme-i Hadîs-i Erbaîn, Hayriyye, Hayrâbâd, Sur-nâme
Mensur Eserleri: Fetih-nâme-i Kamaniçe, Tuhfet ül-Harameyn, Zeyl-i Siyer-i Veysî, Münşeat
Негізгі бет NABİ (1642 - 1712)
Пікірлер: 1