وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِؕ وَبَشِّرِ الصَّابِرٖينَۙ
“Biz sizi biraz korku ve açlıkla, biraz mal ve can ve ürün eksikliğiyle sınayacağız. Müjdele o sabredenleri!” (Bakara 155)
هُوَ الَّذٖي يُصَوِّرُكُمْ فِي الْاَرْحَامِ كَيْفَ يَشَٓاءُؕ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ
“O, sizi rahimlerde, dilediği gibi şekillendirendir. O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Ali İmran 6
وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُ وَيَخْتَارُؕ مَا كَانَ لَهُمُ الْخِيَرَةُؕ سُبْحَانَ اللّٰهِ وَتَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَ
“Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur…” Kasas 68
Sırttı kambur, ayağı topal, sağır, dilsiz, âmâ zihinsel engelli ve benzeri kişileri “imalat hatası” olarak görmek ve nitelemek çok ciddi bir iman eksikliğini öne çıkarıyor.
Her şeyden önce hiçbir varlık, hiçbir insan “imalat hatası” değildir ve olamaz. Çünkü mülkün sahibi O’dur. O istediğini, istediği biçimde yaratır. Takdir O’na aittir, hüküm O’nundur. Dilerse yaratır, dilerse yaratmaz. Dilerse verir, dilerse alır, dilerse hiç vermez. Allah’a kim söz geçirebilir?
Peygamberler bile bir şey yapamaz. Onlar da kendilerine verilene razı olur. Yakub Aleyhisselam uzun bir süre âmâ
kalmıştı, Musa Aleyhisselamın dili hafif peltekti, Eyyub Aleyhisselam yıllarca çok ağır hastalık içinde yaşamıştı.
Peygamberlerin hemen hepsi değişik eziyet ve meşakkate maruz bırakılmış, yüzlercesi katledilmişti.
Meselenin önemli bir yönüَde; Allah hiçbir kuluna haksızlık etmez, hiçbir kuluna zulmetmez. Kur’an diyorَki:
“Allah hiç kimseye zerre kadar olsun haksızlık etmez. İyiliği ise kat kat arttırır, kendi katından da büyük bir ödül verir.” (Nisa, 4/40)
Bedensel engeli olan insanların bir organları engelliyken, çoğu kere diğer organlarının daha da gelişmiş bir özelliğinin olduğunu görürüz. Mesela, görme engelli bir insanın hafıza gücünün daha gelişmiş olduğunu, yürüme engelli olan
kişilerde el becerileri başta olmak üzere zihinsel yönlerinin daha da gelişmiş olduğunu müşahede ederiz.
“Kim benim zikrimden yüz çevirirse onun geçiminde darlık olur. Kıyamet gününde de onu kör olarak diriltiriz.
O ‘Rabbim’ der, ‘Niçin beni kör olarak dirilttin? Oysa ben görüyordum.’ ‘Öyleydin,’ buyurur Allah.
‘Fakat âyetlerimiz sana geldiğinde sen onları unuttun. Bugün de sen böyle unutulursun.’” (Tâhâ 125-126)
İmtihan için yaratıldığımız bu dünyada nasıl ki engelsiz olmak bir üstünlük sebebi değilse, engelli olmak da bir eksiklik veya kusur değildir. Önemli olan ruh ve gönüllerimizin engelli olmamasıdır.
“Allah sizin bedenlerinize ve dış görünüşlerinize değil, kalplerinize bakar.”
Allah Resûlü (s.a.s), engellilere ayrı bir değer vermiş ve onlarla bizzat ilgilenmiştir. Görme engelli bir sahâbi olan
Abdullahb Ümmi Mektûm’un oturacağı yere kendi cübbesini serecek kadar hassas davranmıştı. Sabır ve sebatla karşılanan engelliliğin cennet vesilesi olduğunu haber vermiştir. Engellilere öğretmenlik, müezzinlik, Medine dışına çıktığında şehrin daresine vekil bırakmak gibi çok önemli görevler vermiştir.
“Görme engelli bir insana yol göstermen sadakadır. Güçsüz birine yardım etmen sadakadır. Konuşmakta güçlük çekenin meramını ifade etmen sadakadır.” İbnَHanbel, V, 152.
Web / keremonder.com
Facebook / / kereminden
Instagram / / kerem_onder
Instagram / / ihramcizaderesmi
Twitter / / keremonder1
Podcast / anchor.fm/kere...
din,ilim,fıkıh,dini videolar,sohbet,sohbetler,dini sohbetler,kerem önder,kerem önder hoca,tefsir,Allah,ilim yayma,ihramcızade,ihramcızade ilim yayma,
Негізгі бет Neden engelliler? / Kerem Önder
Пікірлер: 155