Her film sonsuz bir yolculuk, insanın macerası peşinde bitmeyen düşler, belki de bir sahnenin ömür boyu içimizi ısıttığı büyü demektir.Her film bir hikayeyi anlatır.Aslında bütün bu hikayeler bizim hikayelerimizdir.Bize hikayeler anlatanında bir hikayesi olduğunu atlarız çoğunlukla..Aşk içimizde sakladığımız çocuktur. Belki o yüzden iyi anlatılmış aşk masalları karşısında hep savunmasız kalırız. Ve zaman bu masalları ölümsüzlükle ödüllendirir.Türk sinema tarihinde bir film aşkı hala anlamaya çalıştığımızın farkına vararak, unutulmazlar arasındaki yerini aldı.Sadece aşkı sorgulayarak değil, onun özündeki ulaşılmazlığını da anlatarak, bizi hep en çocuk en zayıf yerimizden yakaladı. 1977 yılında Adana Osmaniye'de alışılmış set koşuşturmalarından biri yaşanıyordu. Çukurova'da çekilen bir filmin Yeşilçam'ın en büyük aşk filmi olacağı kimse tarafından bilinmiyordu o günlerde. tüm ekip öyküye inanmıştı.Hikayenin sinemaya uyarlanması fikri, eserden çok etkilenen ve birçok filmde kavuşan yada kavuşamayan sevgiliyi canlandıran Türkan Şoray'dan gelmişti. Filmin yapımcısı Arif Keskiner Atıf Yılmaz'ın filmi yönetmesine karar vermiş ve telif hakları için Kırgız yazar Cengiz Aymatov'a telgraf çekmişti.Gelen cevap ise çok etkileyiciydi:"Senaryoyu göndermenize gerek yok, ben filmi bitmiş halde görürüm"Ali Özgentürk, Atıf Yılmaz'la birlikte bu eşsiz senaryoyu, alışılmış sonların dışında biten bir şekilde kaleme aldı. Esas oğlan sevgiye emek vermemişti. Esas kız ise sevgiye emek veren bir kimlikle kalmayı tercih etmiş, "Sevgi Emektir"in sloganlaşmasına neden olmuştu.Filmin başrollerini o dönemler birbirlerine çok yakıştırılan Türkan Şoray-Kadir İnanır ikilisi oynar. Seyircinin Asya ve İlyas karakteriyle özdeşleşmesi iki oyuncunun büyük uyumunun eseridir.İkili çoğu aşk hikayesinin gönüllerdeki kahramanlarıdır. Kamyonuna aşık şoför İlyas, namı diğer İstanbul'lu,Al Yazmalı Asya'sına ilk görüşte aşık olur ama bu pervasız gencin sevdası,günün birinde Asya'sını ve oğlu Samet'i terk etmesiyle,yürek kabartan bir son bulur,yollarda belki döner diye beklediği İlyas'a kavuşmayı dilerken, ona sahip çıkan ve oğluna babalık yapan Cemşit'in varlığıyla huzur bulur.Aşkına inancıyla,yıllar sonra çıkagelen büyük aşkı İlyas ile kendisine kıymet,çocuğuna emek veren Cemşit arasında kararsız kalan Asya,kendi kendine sorar SEVGİ NEDİR? Tabi ki cevap bellidir; SEVGİ EMEKTİR.
İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği olarak Yeşilçam Sinemasına her zaman sevgi ve saygı duyduk. Bu duygular çerçevesinde Yeşilçam temalı butik mekanımızda Türk Sinemasına damga vurmuş birçok aktörü konuk ederek Yeşilçam'ı daha yakından soluma fırsatı bulduk.Kuşkusuz ki bizi en fazla heyecanlandıran Türk sinemasının 100.yılında "Selvi Boylum,Al Yazmalım" ruhunu, yıllar sonra tekrar yaşayabilme ihtimali oldu. Ülkemizin böylesine kutuplaştırıldığı, sevgisizleştirildiği bir dönemde,sevgiye emeği bu denli aktarabilen bir yapıt, toplumumuzla kesinlikle bir şekilde tekrar buluşturulmalıydı.Kimbilir her şeye yeniden sevgiyle bakabilmeyi bazılarına tekrar duyurabilirdik beklide."Aldırma Gönül" ün bulunmasıyla başladık bu serüvene.O olmazsa olmazdı..O güne kadar yaşanmamış sevdaların da,sevgiye verilen emeğinde,acımasız ayrılığında şahidi sadece oydu. Sevdalanınca sırdaşı bir köylü güzele, ismini bile değiştirmiş, "Al Yazmalım" olmuştu.Ve sonrasında tek tek ulaştık bu eşsiz filmde imzası olan isimlere.Sağolsunlar kırmadılar bizi,inandılar bize.Sevgi emekti ya..çok sevmiştik onları ve emek vermiştik bugüne...
Негізгі бет Автокөліктер мен көлік құралдары "SELVİ BOYLUM,AL YAZMALIM" İKOD'LA 37 YIL SONRA YENİDEN - TV
Пікірлер: 332