Kanala destek destek olamak için bu kanala katılın:
/ @hasanada
iletişim: iletisim@hasanada.com
İnstagram: hasannnada
Fotoğraf sanatçısı: Seymen Kağnıcıoğlu instagram: / seymenkagnicioglu
CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI
İzmir’de Bir Modern Mimarlık Mirası: Yamanlar Sanatoryumu
Bir dönem yoğun olarak kullanılan sanatoryum yapıları, tedavi yöntemlerinin değişmesiyle tamamen terk edildi. Döneminin izlerini taşıyan, ayrıca anı değeri de bulunan bu yapı grubu, üzerinde çok durulmamış ve araştırılmamış bir konu olarak önümüzde duruyor. Rasyonalist-pürist yaklaşımın küçük ölçekli bir örneği olan İzmir’deki Yamanlar Sanatoryumu’nu ele alan yazarlar, bu yapı grubuyla uluslararası stilin İzmir’de oldukça erken bir tarihte uygulama olanağı bulduğuna dikkat çekiyor ve alanın kent yaşamına kazandırılması için gerekli adımların atılması gerektiğini vurguluyorlar.
OSMANLI VE CUMHURİYET DÖNEMLERİNDE VEREM HASTALIĞI VE TEDAVİ MERKEZLERİ
20. yüzyılın başlarında ülkemizde, sağlığı olumsuz etkileyen bulaşıcı hastalıkların başında verem gelmekteydi. Osmanlı Devleti’nde verem tedavisi, Haseki Hastanesi’ndeki bir pavyonun verem hastalarına tahsis edilmesiyle 1890’lı yıllarda başlamış, 1918’de bir grup aydın tarafından “Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti” kurulmuştur. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde ise, her alanda olduğu gibi sağlık alanında da büyük atılımlar gerçekleşmiş, salgın hastalıklarla mücadeleye özel bir önem verilmiş, ulusal sağlık kalkınma planlarında verem hastalığı önemli bir yer tutmuştur. Bu dönemde sivil girişimler de devam etmiş, 1923 yılında Dr. Musa Kazım tarafından Büyükada’da ilk özel sanatoryum açılmıştır. İstanbul’da 1923’de açılan ilk Verem Savaş Dispanseri, hastaları muayene ve tedavi etme görevlerinin yanı sıra, hastalığın yayılmasını önlemeye yönelik eğitim hizmetleri de üstlenmiştir. 1927’de kurulan İstanbul Verem Savaş Derneği, hastalıkla mücadele esaslarını belirlemek, halkı ve belediyeleri uyarmak, verem hastanesi, sanatoryum ve dispanser açmak için girişimde bulunmak, verem savaşına maddi ve ilmi güç kazandırmak gibi görevler üstlenmiştir. 1923’de faaliyete geçen Büyükada Sanatoryumu’nun ardından 1924’de Heybeliada Sanatoryumu hizmete girmiş, bundan sonra peş peşe sanatoryumlar açılmıştır. Bu dönemde verem mikrobu almış olmasına rağmen henüz hastalığa yakalanmamış zayıf kişilerin bağışıklık sistemini güçlendirmek ve olası hastalıkla mücadele edebilmesini sağlamak amacıyla Prevantoryumlar, tüberküloz bulaşmış çocuklar için de Aeryum denilen temiz hava kürü yerleri yapılmıştır.
Verem hastalığı genellikle solunum sisteminde yerleştiği ve hematozu güçleştirdiği için, hastaların ciğerlerini kötü havalı yerlerin tahrişinden kurtararak temiz hava aldırmak, bu havanın deri ve vücut yoluyla da tesir etmesini sağlamak amacıyla, temiz havalı yerlerde hastaların uzun süre kalabilmesi için sanatoryum yapıları tasarlanmıştır. Bu merkezler verem tedavisini en etkin şekilde yürüten merkezler olmuş, hastaların burada tecrit edilmesiyle hastalığın yayılması da önlenmiştir. Sanatoryumlar farklı iklim özelliğinde alanlarda yapılmış, fakat hastalığın tedavisinde en etkili yerler yüksek dağ sanatoryumları olmuştur. Bu özelliğe sahip yerlerde yapılan sanatoryumlarda, hastalar kuzeye kapalı olarak konumlanan balkonlarda belirli saatlerde açık hava kürüne çıkarılmış, yatma ve yarım oturma şeklinde istirahat etmeleri sağlanmıştır.
Kaynak: içeriğin devamı,
www.mimarlikder...
Негізгі бет TERK EDİLMİŞ YAMANLAR SANATORYUMUNA GİTTİM - PANDEMİ HASTANESİ
Пікірлер: 343