#felsefe #sosyoloji #evokul #sosyolog #felsefekulübü #felsefenotları
B. EĞİTİM KURUMU
Genel olarak eğitim, mevcut bilgilerin, becerilerin ve değerlerin yeni nesillere aktarılmasıdır.
Eğitim, bireylere bir anlayış biçimi sunarken onları hayata hazırlayıp gerekli görülen hedefler doğrultusunda yönlendirmeyi de amaçlar. İlk eğitimini aileden alan birey eğitimine akraba, arkadaş, okul çevresi ile devam ederek hayata hazırlanır.
Eğitim, örgün ve yaygın olmak üzere iki çeşittir. Örgün eğitim zamanlı, planlı, programlıdır. Okullar örgün eğitimin verildiği yerlerdir. Yaygın eğitim toplumun her alanındaki yetiştirme, hazırlama süreçleridir. Konferanslar, gazeteler, radyolar, televizyonlar vb. bu amaçla değerlendirilmektedir.
1. Eğitimin Temel İşlevleri
a) Siyasal İşlevleri
İyi insan ve vatandaş niteliklerini belirlemek
İyi insan ve vatandaş yetiştirmek
Lider yetiştirmek
Bilinçli seçmen yetiştirmek
b) Toplumsal işlevleri
Kültürleme ve sosyalleşme süreciyle bireye toplumun değerleri aktarılır.
Toplumun kültürel mirasının birikimini ve sürekliliğini sağlamak
Toplumsal sorunları çözme
c) Bireysel işlevleri
Kendini gerçekleştirme
d) Ekonomik işlevleri
Bireyin kendine uygun meslek seçmesi
İyi ve bilinçli üretici ve tüketici yetiştirmek
Nitelikli insan gücü yetiştirmek
e) Gizli işlevleri
Eş seçimi
Tanıdık (arkadaş, dost, komşu vb.) sağlama
Çocuk bakıcılığı
2. Eğitim ve Sosyalleşme İlişkisi
Kültürün kuşaktan kuşağa aktarılması işi eğitim sayesinde gerçekleşir. Her toplumda eğitim, o toplumun temel özelliklerine bağlıdır.
Bir toplum kendi sürekliliğini sağlamak için insanlarını o topluma uyumlu birer bireyler olarak yetiştirmek zorundadır. Bu da ancak insanların eğitilmesiyle mümkündür.
C.DİN KURUMU
Din, inanç olgusuna dayanır. Sosyoloji dinsel inançları ve normları bir olgu olarak incelemeye çalışır. Sosyoloji bu dinsel inançların ve normların doğruluğuyla ve yanlışlığıyla ilgilenmez. Sosyoloji dini bir kurum olarak ele alır ve öteki kurumlarla olan ilişkilerini araştırır. Din, tarihin her döneminde bireyleri ve toplumları etkileyen en önemli kurumlardan biri olmuştur. Dini olmayan hiçbir toplum da görülmemiştir.
Din, toplumsal yaşamda, bireylerin bazı davranışlarını olumlu karşılayıp, o davranışların tekrarı için teşvik edip ve sevap olarak kabul ederken bazı davranışlarını ise olumsuz ve günah olarak kabul ederek o davranışların yapılmasını yasaklar. Bu yönüyle din, bireylerin davranışlarının toplumun değer yargılarına uygun olmasını sağlar.
Sosyoloji din konusunu sosyal bütünleşme, sosyal çatışma ve sosyal değişmeye etkisi açısından ele almaya çalışır. Sosyolojinin bütünleştirici işlevi en açık şekilde dini ibadet ve ayinlerde görülmektedir. Toplumca ortaklaşa yapılan ibadet, ayin ve törenler grup ruhunu geliştirerek bireyler arasındaki toplumsal kaynaşmayı sağlar.
Dinin toplumsal hayata en önemli etkilerinden biri de toplumsal kontrole yaptığı katkıdır. Kurallar, kişinin vicdanın köklü bir şekilde yer edinmedikçe, dıştan gelen kontrolün etkisi az olur. Din yoluyla vicdan duygusu gelişen insan diğer insanlara ve toplumsal kurallara daha duyarlı olur. Bu nedenle din, bireylerin vicdanına yaptığı etkiyle toplumsal kontrolün sağlanmasına katkı yapar.
1. Dinin İşveleri
Din, insana güç ve güven vererek iç huzurunu sağlar. Böylece din insanların psikolojik yönden rahatlamalarını sağlar.
Toplumsal kontrol aracı olarak toplumun bütünleşmesine katkı sağlar.
Toplumun ortak değerlerine hitap ettiğinden bireylerarası dayanışmaya katkı yapar.
Bireylere, toplumda kabul edilen davranışları göstererek ve birtakım kurallar koyarak bireyin topluma uyum sağlamasında yardımcı olur.
Toplumsal kültürü oluşturan ve gelecek kuşaklara aktaran etmenlerden biridir.
2. Dini İnanç Çeşitleri
Totemizm: En ilkel dini inanç şeklidir. Totem inancı, kutsal sayılan bir hayvan, bitki veya cansız bir nesneye inanma ve tapınmadır. Totem bir kabilenin atası olarak kabul ettiği ve adını taşıdığı bir hayvan, bitki veya cansız nesnedir. Bu totem kartal, kurt, ayı olabildiği gibi, yağmur, deniz gibi şeylerde olabilir.
Fetişizm: İnsanların içinde büyüsel güç olduğuna inandığı nesnelere sahip olmak istemesi veya onlarla ilişkide bulunarak uğur getireceğine inanması ve tehlikelerden koruduğuna inanmasıdır. Fetişizm kişiseldir, tapınılacak şey kişiye aittir.
Animizm: Ruha tapma anlamına gelir. Doğadaki tüm varlıkların bir ruha sahip ve canlı olduğuna inanmadır. Animizm ruhun öldükten sonra var olduğu düşüncesiyle ilk olarak ortaya çıkmıştır. Animizm’de ruhun insanların etrafında gezdiğine ve onlara müdahale ettiğine inanılır. Bu nedenle bu ruhlara adaklar adanılır, kurbanlar kesilir ve dualar edilir. Mesela; Kırgızlar için elma ağacı kadınlara doğurganlık verme gücüne sahiptir.
Natürizm: Doğa güçlerine tapınma inancıdır. Bu inanç, insanların doğal olaylar karşısında hayret, saygı ve korku duygularını göstermesi ile başlamıştır. Ay, yıldız, güneş, ateş gibi varlıklara inanılmıştır. Mesela; Eski Mısır meden
Негізгі бет TOPLUMSAL KURUMLAR EĞİTİM VE DİN
Пікірлер: 9