Bir düşünelim. Ülkede Devleti bölmek ile suçlanan birisi nasıl olur da meclise girebilir
ve bizim mahkemelerimiz bunu nasıl savunabilir? Aslında her şey yasalara uygun bir şekilde ilerliyor. Evet yanlış duymadınız. Her şey kitabına uygun. Birisinin tutuklanıp içeri atılması da, aynı kişinin yine içeri atılmasının hak ihlali olması da usulüne uygun şekilde gerçekleşebilir. Nasıl mı? Kısaca anlatalım. Gelin öncelikle gündeme bomba gibi düşen yargı ve anayasa mahkemesinin karşı karşıya gelmesinden bahsedelim. Yargıtay Türkiye İşçi Partisinden seçime giren ve Milletvekili seçilen Can Atalay için Anayasanın 14. maddesi gereği 18 yıllık hapis cezasını onamıştı. Yani karar kesinleşmişti. Bu maddeye göre "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı..." yani aslında en affedilmez suçlardan birisini tanımlıyor bu madde. Yargıtayın görevlerine baktığımızda ise Anayasanın 154. maddesinde açık bir ifade var: “karar ve hükümlerin son inceleme merciidir." Ancak Anayasa mahkemesi ise Can Atalay’ın başvurusu sonucu, hak ihlali kararı verdi, bir nevi kararı veto etti. Peki Anayasa Mahkemesi, hakkında kesinleşmiş bir karar bulunan ve “Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya teşebbüs” suçuyla hüküm giyen birisi hakkında verilen kararı iptal etme yetkisine sahip mi?
Sizce bu süreç yeni Anayasa'ya geçişi hızlandırır mı?
ABONE OLMAYI VE BİLDİRİMLERİ AÇMAYI UNUTMAYIN:
/ tvnetx
Burası; haberi, hikayeyi, toplumsal meseleleri, küresel krizi, politikayı anladığın yer.
TVNET, bir haber kanalından daha fazlası. Belgesel serileri, özel içerikler ve infografiklerle dijital medyada biz de varız.
Bütün bunları merak ediyorsan, tvnet.com.tr ve gzt.com/tvnet adreslerine uğra; bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip et. Çünkü unutma, anladığın yerdesin!
#tvnetx'i takip et!
/ tvnetx
/ tvnetx
/ tvnetx
Негізгі бет Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi nasıl karşı karşıya geldi?
Пікірлер: 25