Bilirsiniz
Dünya; fazlaca meşakkatle doldurulmuş,
İçinde rahatın çok az olduğu,
Nefes almak için bazen oksijenin de kâfî gelmediği,
Bir imtihan alanından başkaca bir yer değildi...
Gözlerini burada açıvermiş her insan kendisini bu kargaşanın içinde bulacaktı.
Öyle ya , burası cennet de değildi.
Her gönlümüzün arzu ettiği oluveremezdi.
Her bir doğum bana bu içinden çıkılamaz serüvenin nasıl hızla başladığını,
Telaşlı telaşlı koşuşturan insanların nasıl bir akibete koştuklarını,
Ben oldum demenin
Ben geldim demenin
Ben sevdim demenin
Ve dahi başında " ben " olan her hecenin sonunun nasıl kesildiğini göstermek için yeterdi...
İnsan, hayatı yalnızca anlatmakla yaşadım sanıyor ..
Dile dökmenin acıyı iliklerinde hissetmekle eşdeğer olduğunu varsayıyor.
Tecrübe edilmeyen her halin izâhı'nın da manasının da nakıs olduğunu unutuyor.
Ne söylüyor yine bu diyorsunuz belki,
Ne konuşuyor böyle ...
Bazen insan anlaşılmaktan çok Kendini yine kendine
Yine kendince anlatmak istiyor...
Bilirsiniz bundan aylar evvel "Seyyâle" başlıklı bir videoda anlattığım bir husus vardı.
Zeynep Kamil Hastanesi'nin yapımındaki o ulvi hâdiseyi okumuştuk beraber.
Birlikte hislenmiş belkide birlikte günlerce etkisinde kalmıştık.
Seyyâle = ( • seyyâle... )
Kader öyle tahakkûk ediyor ki, bu ismi bir kez daha duyup o hastaneye ziyârette bulunmak nasip oldu.
Çok zamandır uğraştığımız bir hastalığım sebebiyle doktorum Yalnızca İstanbul Zeynep Kamil'de bu konu hakkında araştırma tanı ve tedavi yapılıyor dedi...
O zaman zihnim beni bir anlığına bulunduğum kasvetli hastane ortamından çıkarıp kırlarda gezintilere götürmüşcesine içime bir ferahlık geldi...
Gerçektende Rabbim beni o hastaneye hemde böylesi bir şekilde muhtaç etmişti...
İçimi hüzün değil, mutluluk kapladı.
Sanki yıllardır tanıdığım bir dostu ziyaret için gidecekmişçesine sevinmeye başladım .
Öyle sanıyorum ki doktor ömründe ilk kez hastalığı ile alakalı çözümlerin çok az olduğunu söyleyince böyle bir tepki almıştı...
●
Öyle ya , insan çâre olamazdı.
Çâre Allah'tı...
Doktor çâre bulamazdı,
Çâre Allah'tı...
Çâre dünyada aranmazdı,
Böylesi bir tevafukla önüme çıkan Allah'tı....
Oraya vardığımda neler hissettim gerisini siz düşününüz...
Sanki Kuran-ı Kerimi açıp Fatiha'dan başlayacakmış gibi Besmele ile adımladım hastane koridorlarını..
Ve dedim ki;
Ya Rab..!
Görmesini bilseydim eğer daha evvel, her hâdise'nin ardında senin rayihandan çiçekler toplamış olacaktım.
Şimdi elimde bir tek çiçek değil demetlerle güller olacaktı...
Bakınız efendim...
Bakınız,
Bakalım.
Görünüz efendim
Görünüz,
Görelim...
Olmuş ve olacak her ne varsa onda bize işaretler var...
Düçâr olduğumuz her ne dert, tasa varsa bize onunla Allah'a yaklaşma vââdi var...
Gel gör ki ne varsa yaşanmış ve yaşanılacak olan,
Hep takdîri ilâhî
Hep takdîri ilâhî...
Hak (c.c) bizlere görmeyi,
Gerçekten görmeyi
Ve yeniden görmeyi nasip etsin...
Selam ve Muhabbetle Efendim...
●●●
Негізгі бет Öyle ya, insan çâre olamazdı...
Пікірлер: 1,4 М.