Yunan Felsefesinin İslam Alimleri Üzerindeki Tesiri ve Vahdet-i Vücud Anlayışı
Hicri yedi, sekiz, dokuzlu yıllar...
Buralarda bu ilimler başlayınca yani matematik, fizik, kimya... tabi bu esnada bunlar Yunandan olan
birikimi de alıyorlar Beyt-ül Hikme'de. Hatta Hintten olan birikimi de alıyorlar. Bir yerden sonra bazı
arızalı sonuçlarda ortaya çıkıyor. Mesela varlık anlayışında özellikle.
O günkü yunan felsefesi diyor ki; Evren ezelden beri var olan yani başı olmayan bir varlık. Bunları
keşfettikçe de ayı, yıldızları, güneşin kütlesini mesafesini hesaplayınca bu devâsa kütleler hep
olagelmişler dedirtiyor ortam!..
Halbuki Cenab-ı Hak ne diyor?
فَاطِرِ السَّمٰوَاتِ وَالاَْرْضِۜ
"Gökleri ve yeri Yarattık" diyor.
Yoktu ve Biz var ettik.
Şunu demediler!..
"Rabbimiz bunları yarattığını söylüyor. Biz iddia ediyoruz ki bunun bir başlangıcı var. Siz de bize
diyorsunuz ki; 'Gördüğünüz gibi varlık hep var. Bu koca kütleler nasıl yok olabilir?'"
Hatırlarsanız bize bile lise yıllarında sınıfa girdiğimizde temel bir kânun olarak diyorlardı ki;
"Hiçbir varlık yoktan var olmaz, vardan yok olmaz."
Bu temel ilkeyle devasa kütleleri, nebulaları, yıldızları keşfettikçe insanlara hep aynı şeyi dedirtiyordu;
"Bu sonsuz kütle hep vardı, siz de bunun içerisinde bir ara oluştunuz."
Bu nazariyenin etkisinde bir kırmızı kart gösterip "Hayır!.. Bunun bir başlangıcı illaki olmalı, Rabbimiz
bize bunu böyle haber vermiş. Siz de zaten bize varlığından yola çıkarak hep olagelmiştir yorumunu
yapıyorsunuz. Bu da kanıtlı değil.
Bu nazariye çok ağır bastırınca, ortama bunu baskılı nüfûz ettirince bizim bazı islam alimlerimiz ara
bir çözüm bulmaya kalktılar. Yani varlık hem hep vardı, hem de Allah onu yarattı.
Varlığı öyle ya da böyle arada Cenab-ı Hakk'ın varlığı ile ilişkilendiren ve onuda sonsuzdan gelen bir
biçimde gösteren yaratılışı böyle arada yoktan var etmek gibi değilde hafif bir modülle onu arada
yokeden...
Bunun çeşitli örnekleri var. İmam-ı Rabbani'ye gidin o ayrı bir çözüm getiriyor, başkası ayrı bir çözüm
getiriyor. Bu "La mevcude illallah'a" yani "Vahdeti vücud" dediğimiz "Varlığın tekliği" aslında mevcut
gördüğün şu varlıkta aslında Cenab-ı Hakk'ın dilim varmıyor söyleyeyim varlığının bir biçimde
yansıması. Kimi dedi ki O'ndan sudur etmiş, kimi dedi ki O'nun gölgesi olarak düşmüş... ama bir biçimi
ile aradaki ilişki kurulunca biri diğeri ile her ikisi ezeli gibi gözükmeye başlıyor. Halbuki bu öyle ya da
böyle yaratılışı ortadan kaybettiriyor.
✔️Prof. Dr. Halis AYDEMİR
Bekir Develi ile Peynir Gemisi | Prof. Dr. Halis Aydemir
✅DERSİN TAMAMI İÇİN
👇🏻 👇🏻 👇🏻
• Müslümanca Bakış Nasıl...
www.kurandersleri.net
/ hecedarussuffah
/ hecedarussuffah
/ hecedarussuffah
/ hecesuffah
/ kuran_dersleri
/ kurandersleri1
www.kurandersleri.net
/ khalisaydemir
/ prof. dr. halis aydemİr
/ kuran_dersleri
HECE KİTAP VE HİKMET DERNEĞİ - BURSA
Küplüpınar, Dr. Sadık Ahmet Cd. No: 328, 16200 Osmangazi/Bursa
goo.gl/maps/8kM2EDrPXKr6AQra7
#Kuran #Ayet #Hadis
www.kurandersleri.net
Derslerin güncel takvimine sitemizden ulaşabilirsiniz
Негізгі бет Yunan Felsefesinin İslam Alimleri Üzerindeki Tesiri ve Vahdet-i Vücud Anlayışı
Пікірлер: 31